Bir sabah durakta, İngilizce bilen genç, samimi bir adamla birlikte otobüs bekliyordum. Köyde çalıştığını söyledi. Ne üzerine çalıştığını sordum, "Ankara Üniversitesi'ndenim, araştırma yapıyorum, " diye karşılık verdi. İşte tam bana göre ilginç bir şey var diye düşündüm. "Ne hakkında?" İngilizce verdiği cevabın Türkçesi şöyle bir şeye denk geliyor: "Ben yapıyor araştırma penis balı hakkında." Penis balı mı, vay anasını, işte malum egitimimde bir boşluk daha! "Biliyorsunuz penisin balını, değil mi?" diye bir defa daha yokladı. "Ooo, tabi, tabi," dedim dünyevi olan her şeye vakıfmışım edasıyla. "Türkiye'nin bu bölge penis balı meşhur çok," diye devam etti. Gereksiz gevezelik etmemek için "Tabi ki, tabi ki," diye tekrarlayabildim. Böyle bir şey olamaz diye düşündüm; ya ben aklımı kaçırıyordum, ya da o zaten kaçığın tekiydi. Tanrı'ya şükür otobüs görünmüştü, ama rampadan aşağı inip durağa kadar gelmesi sanki yıllar sürdü. Buna daha fazla dayanamacaktım. Otobüs durduğunda hemen basamağa yönelince arkamdan "Tabi aslında sadece penis değil..." dedi. "Tanrım beni kurtar!" diye dua ediyordum içimden, devam etti. "Penis Brutia balı..." Kendimi bir koltuğa atarken birden bütünüyle aydınlanmıştım. Genç adam penis derken aslında, "pinus"u kastediyordu; çamın latincesini yani. "Pinus Brutia" da meşhur kızılçam oluyor...
Sayfa 54Kitabı okudu
Bir meşe üç yüzyıl yaşayabilir, bir kızılçam üç bin yıl. Bir büvet ağacı, eğer rahat bırakılırsa sonsuza dek yaşar.
Doğa seslerinin sayfaları diye bir kitap oluştursam misal. Diyelim ki 11.sayfada 1.satırda rüzgarın okyanuslarda esis sesi.. 2.satırda dağların yamaçlarından, kayalar üzerinden esis sesi.. 3.satırda kurumuş hazan yaprakları üzerinden esis sesi. Diyelim ki 19.sayfada ikindin başlayan bir nisan yağmurunun sesi.. Ardıç, mavi ladin ve kızılçam ormanlarındaki yağmurun sesi.. Bir yaz akşamı yağmuru..
Gibi her sayfada, her satırda hava, su, ateş ve toprak tabiatlı doğanın ayrı ayrı seslerini duymak..
Bugün ruh halim 19.sayfa.. Aç sayfayı oku.. Satırlardan yağmurun sesi, serinliği, enerjisi, kokusu sarsın ruhunuzu..
Mesela üşüdünüz mü 44.sayfayı açın modunuza uygun hangisi ise o ateşin sesini duyun..
Duymak da okumanın bir dilidir.. Kulağımızla duyduklarımız doğrudan ruhumuzı abluka altına alır.
Sesler vardır ki ruhun abı hayatıdır.. Dinledikçe o sesleri kendimize de gelir, kendimizden de geçeriz.. Demleniriz kendi kabımızda. ✍🏻F. T.
buyuk yangın ve çevre felaketi yine o yıl, yani 2021 yılında Türkiye'nin güneyinde bir yerlerde başladı demiştik.
Bu, o kadar büyük ve önüne geçilemez bir orman yangınıydı ki, Akdeniz Kıyısındaki tüm kızılçam ormanlarının nerdeyse % 10'unu yok etti ve aklaşık 1 ay süren bu dev yangının sonunda, Türkiye'deki 'Muğla' ili sınırları içindeki, 'Milas' ilçesine bağlı 'Ören' denilen bir yerde (Antik oğlardaki ismi 'Keramos' olan 4000 yıllık bir yerleşim yeridir) denizin kenarında kurulu olan 'Kemerköy Termik Santrali' bölgesine sıçradı ve alev alan termik santral binası, bu küresel ısınmaya bağlı ilk büyük ve korkulan çevre felaketi oldu. Neyse ki korkulan olmadı ve santral havaya uçmadı.
Sayfa 280 - E Kitap Yayıncılık.Kitabı okudu
"Kızılçam kütükleri", kendilerini solcu gösterip seçmenleri aldatan, sonrada direklerarası serüvenlerle gövdelerini genişletenlerdir. "Karağaç kütükleri", oldum olası sağcı ve milliyetçi görünüp, Allah'ın izniyle köşe dönen mukaddesatçı kütüklerdir. Kütükler arasında "zımnı ittifak" bulunduğu, orman mühendisleri tarafından ifade olunmaktadır.
Sayfa 38Kitabı okudu
Kalbinin ormanlarını yaktığınızı sandığınız kimse yok olmadı, yanan kızılçam ormanları asla yok olmaz ve küllerinden yeniden doğar.
Füreya
Akdeniz Bölgesi - Bitki
✔︎ Doğal bitki örtüsü ➪ Kızılçam
✔︎ Orman yangınlarına en çok rastlanan bölgedir.
𒊹︎︎︎ Kızılçamın tahrip edilmesiyle makiler oluşur ;
➪Zeytin
➪Defne
➪Mersin
➪Keçiboynuzu
➪Zakkum
➪Sandal
𒊹︎︎︎Makilerin tahrip edilmesiyle garigler oluşur;
➪Yasemin
➪Lavanta
"Toprak nedir biliyor musun? Önceki hayatların harmanıdır. Toprak aslında senin benim kadar canlıdır. İşte ağaçlar topraktaki canı kendisine katar. Bir zamanlar yaşamış varlıklar ağaçların usaresi olur, ruhu olur ve ağacın gövdesinde birbiriyle buluşur. Bazen iki düşman varlık, bazen eski aşıklar aynı gövdeye akar. Onların varlığı; aşkı, kavgası, elemi, sevinci filan ağaçların duruşunda, dallarının biçimin de, kabuklarındaki yarıklarda dile gelir. Geçimsiz varlıkların bulunduğu yerden çıkan dal öfkeli ve keskindir. İki sevgilinin buluştuğu gövde yumuşacık eğilir, dallar o eğiime uygun akar. Ağaçların kökü zannettiğimizden daha derinlerdedir aslında, zamanın içindedir. Müthiş bir bilgeliğin dünyaya uzanmış elidir ağaç dedigin. Bilge oldukları için de seni duyarlar. Hepsi değil elbette. Mesela kızılçamlar duymaz, sağırdır. Hiç sevmem kızılçamı. Niye biliyor musun? Kızılçam bencil ve gaddar olduğu gibi aynı zamanda..."
Sayfa 54Kitabı okudu
Kızılçam ve makiler
Hem kızılçam ormanları hem de maki bitki örtüsünü oluşturan bitki türleri yangınlarda kolayca yanabiliyor.
Ancak kızılçam ve maki bitki örtüsü yangına uyum sağlamış türlerdir. Başka bir ifadeyle kızılçam ormanları ve ve maki bitki örtüsü yangınlardan sonra kolayca yanan alanlara yeniden gelmektedir. Bunun sebebi kızılçam kozalaklarının ve tohumlarının yangında zarar görmemesidir.
Sayfa 361Kitabı okudu
Karaçam ve kızılçam erkeği temsil eden ağaçlarken, fıstık çamı kadını temsil etmektedir (Ergun 2004:208).
Sayfa 51 - bi ormancıya hatırlatma. | bozkurt, "kurt çamı" mitinde çam, tanrıyı sembolize eder.
Dêrsim de yanan meşe ile Manavgatta yanan kızılçam aynı doğadan, bari ağaçlar arasında ırkçılık yapmayın. Dünyada yanan her ağaç hepimizin zararınadır.