“Allah’ın kendi yarattığı cennetin içine kendisinin bilerek bir cehennem tohumu olan beşer adlı mahlukatı yerleştirdiğini düşünmekten kendimi alamıyorum. Cihanı cehennem, hayatlarımızı bedbaht kılan bizzat bizleriz. Biz kendi kendimizin düşmanıyız. İnsan denen aklı yüce mahlukat, maalesef şeytandan hain, akbabadan beter, cellattan acımasızdır.”
"Hala zamanın varken doyasıya tadını çıkar hayatın. Çünkü eninde sonunda bizler de bu masadaki dostlarımızla aynı kaderi paylaşıyor olacağız. Zevksiz, sefasız yaşadıktan sonra koroner damarın temiz çıkmış kaç yazar?"
”Seni benim öldürdüğümü söyledin! Yapış yakama o zaman! Kurbanlar katillerinin yapışırlar yakalarına. İnanıyorum ki, biliyorum ki hayaletler var yeryüzünde. Hep benimle ol! Hangi şekle istersen gir. Yeter ki, seni bulamayacağım dipsiz bir boşlukta bırakma beni.”
"Onun ayağının altındaki toprağı, başının üstündeki havayı, dokunduğu her şeyi, söylediği her kelimeyi seviyorum... Her bakışını, her hareketini, onu bütünüyle, tümüyle seviyorum. İşte bu kadar! Başka bir diyeceğin var mı?"
”Evet”, diyor. ”Aslım, dedim ona! Her solukta özgürce Aslım, diye haykırabilmek için… Son nefesimi verirken de dudaklarımda adının olacağından eminsin artık, değil mi?”