Nedense,hakkı yenmiş,elinden memleketi alınmış ve yok edilmiş bir kitle olarak Kızılderililer bende daha büyük bir acıma duygusu uyandırdı... Halbuki Dünya Kızılderililere şunları medyundur(borçludur) :mısır,kauçuk,tütün,su tulumbası,terazi,döküm,arı besleme,şekil yazısı,astronomi.
Sayfa 165 - iletişim yayınlarıKitabı okudu
" Kızılderililer fazla hızlı yürüdükleri zaman hemen bir ağaç bulur,altına oturur ve beklemeye başlarlardı.Onlara neyi bekledikleri sorulduğunda şöyle cevap verirlerdi:'Bedenimi hızlandı,ruhumuz geride kaldı,ruhlarımızı bekliyoruz. "
Reklam
Kolomb, Arawakların barışçı ve yumuşak huyku insanlar olduğunu yazıyor ve 'silah taşımıyorlardı' diyor. 'Silahın ne olduğunu da bilmşyorlar. Onlara bir kılıç gösterdim, keskin tarafından tuttular ve ellerini yaraladılar.'
İspanya'daki patronlarından birine yazdığı bir mektupta Kolomb, yerlileri tanıtmak için şöyle diyor: 'Son derece sade, dürüst ve eli açık insanlar. Herhangi birinden, sahip olduğu herhangi bir şey istenince hemen veriliyor. Başkalarına olan sevgileri kendi özlerine olandan çok daha fazla.' Ama bu övgüleri sıralayan Kolomb, günlüğün bir yerinde de şöyle diyor: 'Bunlardan çok iyi hizmetkar olur. Sadece elli adamla bu yerlilerin hepsine kolayca boyun eğdirebiliriz ve her istediğimizi yaptırabiliriz.'
ABD'li tarihçi Samiel Elliot Morison'a ait şu satırlar bize vahşetin boyutu hakkında bir fikir verecektir: "1492'de bir yeryüzü cenneti olan İspanyol Adası'ndaki bütün insanların yokedilme siyaseti ve uygulaması Kolomb tarafından başlatıldı. Çağdaş bir etnologa göre, 1492'de 300,000 olması gereken ada nüfusunun üçte biri 1494-1496 arasında öldürüldü. Sağ kalan yerlilerin sayısı 1508'de 60,000 idi. 1548'de Oviedo (İspanyolların resmi fetih yazarı) adada yaşayan Kızılderililerin 500'ü bulduğundan kuşkuluydu.
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.