392 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
İnsanlığın oluşumu ve gelişimi
Serol Teber
Serol Teber
Doğanın İnsanlaşması
Doğanın İnsanlaşması
Bener
Bener
Bu eser yerkürenin oluşumundan başlayıp 12000 yıl önce Neolitik çağdaki Tarım Devrimi'ne kadarki "insan" oluşumu ve gelişimini (kendi tabiriyle "insanlaşma süreci"ni) - yeri geldiğinde şema, tablo ve resimlerden yararlanıp - klasik Marksist (Diyalektik Maddeci) açıdan ele almaktadır. Günümüzde olduğu gibi bu kitabın yazıldığı yıllarda (80lerin başında) da ağırlığı olan -Sosyaldarwinizm şeklinde çarpıtılmış darwinizmin uzantısındaki - biyolojizmi eleştirmektedir. "İnsan"ı evrimci biyoloji, yine evrimci psikoloji, genetik, nörolojik açıdan bütünüyle açıklama trendine maruz kaldığımız günümüzde, sırf bu bakımdan bile okunmaya değer bir yapıt.
Doğanın İnsanlaşması
Doğanın İnsanlaşmasıSerol Teber · Say Yayınları · 201341 okunma
Moulin Rouge - La Goulue 1891
Lautrec'in resme olan yeteneği, küçük yaşlarda çizdiği karikatürlerle fark edildi. Yine küçük yaşlarda, genetik bir hastalığa tutuldu ve ince kemikleri, sürekli kırılan kolları ve bacakları yüzünden çok sıkıntı yaşadı. Hem kısa boylu hem sakat olarak hayatına devam etti. 1882'de sanat eğitimi almak için Paris'e gitti ve kabare sanatçılarını, dansçıları ya da palyaçoları resmetti. Van Gogh ve Emile Bernard gibi sanatçılarla tanışarak empresyonizmin etkisi altına girdi. Bir süre sonra litografi yönündeki yeteneğini keşfetti ve klasik yönden uzak ama poster anlayışına yakın resimler yaptı. Yaşı 17 iken iki binin üzerinde eseri vardı; ancak asıl başarısını, Moulin Rouge' müzikholünü anlattığı renkli posteriyle yakaladı. Kankan danslarının yapıldığı Moulin Rouge'un elektrikle aydınlatılmış süslü dekoru, ressamın eserde ampuller resmetmesine ilham verdi. Tablo, empresyonist akımın, Paris gece hayatını anlatan en iyi örneklerinden biri olarak nitelenir.
Reklam
La Rue Mosnier Aux Drapeaux 1878
Modern konuları resme taşımasıyla 19'uncu yüzyılda ünlenen Manet, empresyonist akımın önde gelen isimlerinden. Couture'ün yanında çıraklık yaptı. ‘Kırda Öğle Yemeği' ve ‘Olympia' adlı iki eseri, modern sanatın başlaması açısından önemli rol oynadı ve kendisinden sonra gelen genç nesle ilham kaynağı oldu. Parisli bir grup modernistin içinde yer alarak, klasik öğeler ya da konular yerine, değişen ve modernleşen hayatı resme taşıdı. Aslında tam olarak hiçbir zaman empresyonizmin bir parçası olmadı, son dönem çalışmalarında açık yapıt tablolar resmetmeye gayret etti. 'La Rue Mosnier aux Drapeaux' tablosunda, Mosnier Sokağı'nın bayraklar asılmış olağan bir gününü, fotoğraftaki kadar canlı bir ışıklandırmayla anlattı. Eserdeki derinlik hemen göze çarpar, üstelik sokak hareketlidir de. Barış Bayramı olarak 30 Haziran'da Fransa'da yapılan resmi tatilin hemen ardından yapılan tabloda, Fransız bayrakları dikkat çeker. Sokağın binalarının yenilenmiş hali, Endüstri Devrimi'ne de gönderme niteliği taşır.
Le Bain Turc 1862 (Türk Hamamı)
Fransız Jean Auguste Dominique Ingres, 1797'de Paris'teki Louis David atölyesine girene kadar pek çok ödül kazandı. Yağlı boya ile çalışmayı tercih eden sanatçı, David'den büyük ölçüde etkilendi. Romantizmden hoşlanmamasına rağmen, resimlerinin pek çoğunda romantik öğeler göze çarpar. Flaxman'ın yanındayken Antik Çağ'a ilgi duydu ve büyük olasılıkla neo-klasik tarzdaki eserlerini bu dönemden sonra vermeye başladı. 1806'da İtalya'ya gelerek çalışmalarına devam eden Ingres, serbest çalışmalarının yanında akademik unvana sahip ‘İsa Din Bilginlerinin Arasında' gibi eserler de verdi. Oryantalizme katkıda bulunan “Türk Hamamı' tablosuyla dikkatleri üzerine topladı. Osmanlı topraklarında hiç bulunmamasına rağmen, bu kadar ustalıkla resmedilen çıplak kadınlarla dolu hamam, bazı çevrelerce alkışlanırken, bazılarınca olumsuz eleştirildi. 25 kadının çıplak biçimde hamam sefası yaptığı eseri, Le Figaro Dergisi '19'uncu yüzyılın en erotik resmi' ilan etti.
Rain, Steam And Speed 1844
Joseph Mallord William Turner, 1789'da Kraliyet Akademisi'ni bitirdikten sonra İngiltere'yi gezdi ve seyahatleri sırasında onlarca deftere, hem notlar aldı hem küçük çizimler yaptı. Çalışmalarının ilk meyvelerinde, suluboya ve yağlı boya kullanmasına rağmen sonunda yağlı boyada kendini bulduğunu anladı. 1819'da İtalya'ya yaptığı ilk seyahatten sonraki bazı eserlerinde klasik döneme ait izler bulunur. 'Rain, Steam and Speed' adlı eserinde ise empresyonizmin ilk izleri görülür. Geride, 300'den fazla yağlıboya eser bırakan İngiliz ressam, modern resmin de öncüsü kabul edilir. En ünlü tablosu olarak bilinen 'Rain, Steam and Speed'de, Büyük Batı Tren Yolu'nu resmeden sanatçı, sanayi devriminden sonra değişen ve hızla farklı bir yöne gden topluma bir gönderme yapar. Belli belirsiz resmedilen tren, buhar, hız ve yağmurun arasında flulaşarak yol alır.
Creation of Adam 1511
Rönesansın ve maniyerizmin (özenticilik) büyük sanatçısı, ressam, mimar ve heykeltıraş Michelangelo, Ghirlandaio Kardeşler'den dersler aldı. Çok geçmeden önemli bir yetenek olduğu fark edilen sanatçı, 1490'da Floransa'nın hükümdarı Lorenzo De Medici için heykeller yapmaya başladı. Rüştünü kanıtladığı ünlü eseri 'Davut' heykelini yaptığında 26 yaşındaydı. İnsan formunu her açıdan yeniden yaratmak için, kadavralar üzerinde çalıştığı bilinir. İdealleşmiş insan boyutuna ulaşma arzusu, onu insan tasvir ettiği resimlerde benzersiz kıldı. Klasik dönemden izler taşımasına rağmen, Rönesans'a büyük bir katkı sağlayan ressam, derinlikte perspektif olgusunu, kendi tarzını katarak özel bir yere oturtmuştur. Kendini heykeltıraş olarak tanımlayan Michelangelo'nun en önemli eserlerinden 'Adem'in Yaratılışı', yaratılış efsanesindeki büyük ayrılmayı ve birbirine ancak parmak ucu kadar yakın ama bir o kadar ayrı düşmüş Tanrı ve Adem'in hikâyesini konu alır. Hıristiyanlıkta Tanrı'nın Adem'e hayat üflemesinin betimlendiği sahnede, bir birine değen işaret parmakları, Tanrı'nın Adem'i kendi suretinden yarattığına gönderme yapar.
Reklam
Lars von Trier - Melancholia (spoiler içerir)
Aynı'nın cehenneminde, Atopik Başka'nın gelişi kıyameti haber veren bir hal alabilir. Bir başka deyişle: Bugün Aynı'nın cehenneminden kurtularak Başka'ya yönelmemizi sağlayacak tek şey kıyamettir. Lars von Trier'in Melancholia filmi de kıyamet benzeri bir olayın, bir felaketin bildirilmesiyle başlar. Felaketin lafzi anlamı
110 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Uygarlık ve Ölüm: Trajik Bir Aşk Hikayesi
Büyük aşkları anlatan klasiklerden bahsedildiğinde belki de akla ilk gelebilecek kitaplardan birisi olan Paul ile Virginie adlı eserin ilk çevirisi Fransa'daki popülaritesinden ötürü Tanzimat döneminde yapılmıştır. İlk romantik çeviriler arasına girdiğinden Sergüzeşt gibi kitaplarda adı geçmiş, dönem yazarlarımıza ilham kaynağı olmuştur.
Paul ile Virginie
Paul ile VirginieB. S. Pierre · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,642 okunma
413 syf.
8/10 puan verdi
·
16 günde okudu
Gün Olur Asra Bedel, C.Aytmatov
Sadece tek bir gün koskoca bir asra nasıl bedel olabilir? Bir asırda 36.500 gün bulunmaktadır. Peki, 1 gün = 36.500 gün (1 asır) demek de ne oluyor? Matematik kurallarını alt üst eden böylesi bir kurguyu
Cengiz Aytmatov
Cengiz Aytmatov
yazıyorsa bu elbette mümkün. Matematik Bilimi’nin yapamadığını sihirli bir dokunuşla ‘’Edebiyat’’ yapar. Edebiyat, tam da bu noktada
Gün Olur Asra Bedel
Gün Olur Asra BedelCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 202145,4bin okunma
BU AİLE İÇİNDEKİ TUTUMU DEĞİŞTİRMENİN ZAMANI GELMEDİ Mİ?
Aile içindeki bir başka ayrım da kız ve erkek çocuklarına farklı şekilde davranılmasıdır.Buradaki klasik tablo erkek çocuklarına çok fazla değer verilmesi ve kız çocuklarına hiçbir şeyi başaramayacaklarmış gibi davranılmasıdır.Böyle davranılan kız çocukları sürekli kendinden şüphe eder ve çekinceyle büyür.Hayatları boyunca çok fazla çekinip,daima sadece erkeklerin bir şeyleri gerçekten başarabileceği izleminin gölgesinde kalır.
Reklam
Duchamp Çıplak'ını Bağımsızlar Salonu'na getirir ama resmi görevliler sergilemeyi reddederler. 1913 yılında New York'taki Armory Show'da sergilenen tablo skandala yol açar. Bu kadar klasik bir tablo karşısında böylesi direnişlerin nedeni nedir? "Merdivenden inen çıplak bir kadın yapılamaz," diye açıklamaktadır. Duchamp, "gülünçtür ... Bu onlara bir rezalet gibi geliyordu." Hiç çıplaklık olmayan bu Çıplak'ta, daha geleneksel temaların -mezara iniş, çarmıhtan iniş, cehenneme iniş ironik yankısını oluşturan şey "iniş"in, deyim yerindeyse indescence'ın kendisi değil midir? Burada, daha kesin olarak, Duchamp'ın tüm üretimini kat eden hayat ile ölümün, Eros ile Thanatos'un dayanılmaz kesişmesini ayırt etmiyor muyuz?
324 syf.
·
Puan vermedi
Görmek
Yine klasik bir Jose Saramago kitabı. Dili bu kez biraz daha ağır geldi. Cümleler her zaman ki gibi çok uzun ama bu kez dikkatimi toplamakta biraz zorlandım. Kitabın başlarında çok fazla karakter girip çıktığı için olayları takip etmekte zorlandım. Ortalarından sonra Körlük ile bağlantı kurulduktan sonra okuması daha keyifli geldi. Yani bu kitabı okumadan önce Körlük ' ü okumanızı tavsiye ederim. Konusundan fazla bahsetmek istemiyorum. Her zaman olan şeyler ; devletin karanlık tarafını gösteriyor biraz bize. Her zaman , her yerde olayların konusu farklı olsa da uygulama ve sonuçlar hep aynı. Şunu düşünüyorum; herhangi bir yönetim mekanizması olmasaydı insanların birbiriyle iletişimi ne yöne doğru giderdi? Bir önce ki kitapta koşullar farklı olduğu için insanlar tamamen bencil ve yalnızca hayatta kalma amacıyla hareket ediyorlardı. Koşullar daha vahşiydi. Bu kez insanların örgütlenmesinde tam bir dayanışma hali söz konusu. Hükümetlerin bilerek toplumları yönetebilmek için uyguladığı ; kasıtlı olarak insanları kutuplaştırdığı , hedef gösterdiği uygulamalar olmadığında insanların ne yönde örgütlenebileceğini gerçekten merak ediyorum. Acaba ilk kitaptaki gibi güçlünün zayıfı ezdiği bir kaos hali mi yoksa dayanışmanın yaşandığı bir düzen mi? Bu kez aklıma Sinekler Tanrısı kitabı geliyor. Orada insanın içinde ki kötü yanın baskı ortadan kalktığında nasıl ortaya çıktığını görmüştüm. Çocukların içindeki o acımasızlık canımı çok sıkmıştı. Sanırım çok da iyimser bir tablo olmazdı. sankikimbilirnee.blogspot.com
Görmek
GörmekJosé Saramago · Kırmızı Kedi Yayınları · 202217,8bin okunma
80 syf.
7/10 puan verdi
H. Rahmi Gürpınar'ın "Gönül Bir Yel Değirmenidir Sevda Öğütür" adlı eserinden sonra okuduğum ikinci kitabı olan ve altı küçük hikayeden oluşan bu kitabın ilk yayın tarihi 1934 yılını gösteriyor. Fakat eser, bugün bile okurken insanı düşüncelere gark eden, toplumumuzun vesikasını çok iyi çeken bir karakteristiğe sahip. Ayrıca kitabın
İki Hödüğün Seyahati
İki Hödüğün SeyahatiHüseyin Rahmi Gürpınar · Kapra Yayıncılık · 2021570 okunma
Resim