Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Refet Bele İstanbul'da
19 Ekim 1922 tarihinde Muhafazakar Parti Lloyd George'un koalisyonunu bırakma konusunda oylama yaptı. Aynı gün Lloyd George, Başbakanlıktan istifasını Krala sundu ve siyasi kariyerine son verdi. Böylece, İngiltere ile Türkiye arasında yeni bir savaş başlatmak için elinden geleni yapan, taassubu ve kör edici emelleri yüzünden binlerce insanın ölümüne yol açmış bir kişi olarak tarihe geçti. Bonar Law tarafından başkanlık edilen yeni bir muhafazakar hükümet kuruldu ve bu hükümette de Curzon Dışişleri Bakanı olarak kaldı. Curzon'un şimdiki görevi parçaları bir araya getirerek krizi nihai sonucuna ulaştırmak ve iki ülke arasında mantığın gerektirdiği iyi ilişkiler tesis etmekti.
Sayfa 138Kitabı okudu
Mudanya Mütarekesi'nin imzalanmasından sekiz gün sonra, 19 Ekim 1922 günü, koalisyon ortağı Muhafazakar Parti'nin lideri Bonnar Law'un çağrısıyla, koalisyonun tüm üyeleri Carlton Club'da bir araya gelirler. Toplantının tek gündemi Lloyd George'dur. Çok değil, dört yıl önce Yeni Liberal Parti'nin başkanı David Lloyd George İngiliz kamuoyu için "savaşı bitiren", muzaffer başbakandır. Oysa 19 Ekim günü icraatları ve krala sadakati sadece muhafazakârlar değil, kendi partisi tarafından da sorgulanmaktadır. O zaman Asquith'i ezerek partisini parçalamış ve iktidara gelmiştir. Bugünse "Britanya İmparatorluğu'nu parçalanma noktasına getiren adam" durumundadır. Özellikle kabinesinin Dışişleri Bakanı Lord Curzon konuşmasında son derece acımasızdır. Muhafazakâr Parti'nin koalisyon hükümetinden ayrılması yönünde verilen önerge 87'ye karşı 187 oyla kabul edilir. Hükümet fiilen düşmüştür. Aynı akşam Lloyd George, Kral'a istifasını sunar. Bu David Lloyd George'un siyasi kariyerinin sonudur. Partisi ise bir daha koalisyonla bile olsa iktidar yüzü görmeyecektir.
Reklam
Mudanya Mütarekesi'nin imzalanmasından sekiz gün sonra, 19 Ekim 1922 günü, koalisyon ortağı Muhafazakar Parti'nin lideri Bonnar Law'un çağrısıyla, koalisyonun tüm üyeleri Carlton Club'da bir araya gelirler. Toplantının tek gündemi Lloyd George'dur. Çok değil, dört yıl önce Yeni Liberal Parti'nin başkanı David Lloyd George İngiliz kamuoyu için "savaşı bitiren", muzaffer başbakandır. Oysa 19 Ekim günü icraatları ve krala sadakati sadece muhafazakârlar değil, kendi partisi tarafından da sorgulanmaktadır. O zaman Asquith'i ezerek partisini parçalamış ve iktidara gelmiştir. Bugünse "Britanya İmparatorluğu'nu parçalanma noktasına getiren adam" durumundadır. Özellikle kabinesinin Dışişleri Bakanı Lord Curzon konuşmasında son derece acımasızdır. Muhafazakâr Parti'nin koalisyon hükümetinden ayrılması yönünde verilen önerge 87'ye karşı 187 oyla kabul edilir. Hükümet fiilen düşmüştür. Aynı akşam Lloyd George, Kral'a istifasını sunar. Bu David Lloyd George'un siyasi kariyerinin sonudur. Partisi ise bir daha koalisyonla bile olsa iktidar yüzü görmeyecektir.
...Virginia Kumpanyası'nın gemilerindeki yerleşimciler İngiliz olsa da, ellerindeki kolonicilik modeli Cortes, Pizarro ve Toledo'nun hazırladığı şablondan büyük ölçüde etkilenmişti. İlk planları, bölgenin yerli şefini ele geçirmek ve onu erzak bulmanın ve yerlileri kendileri için yiyecek ve zenginlik sağlamaya zorlamanın bir yolu olarak kullanmaktı.İngiliz kolonicileri Jamestown'a ilk kez ayak bastıklarında bulundukları bölgenin Waunsunacock adındaki bir krala sadakatle bağlı yaklaşık 30 Kızılderili kabilesinin oluşturduğu bir koalisyon olan Powhatan Konfederasyonu'na ait olduğunu bilmiyorlardı. Wahunsunacock'un başkenti, Jamestown'a yalnızca 20 mil uzaklıktaki Werowocomoco şehriydi. Koloniciler bölgedeki durum hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorlardı. Eğer Kızılderililer yiyecek ve işgücü sağlamaya ikna edilemezlerse koloniciler en azından onlarla ticaret yapabilmeliydi. Görünüşe göre, !!! yerleşimcilerin kendi başlarına çalışıp kendi ürünlerini yetiştirmesi fikri akıllarından dahi geçmemişti !!!. Ne de olsa, Yeni Dünya'nın fatihleri de böyle yapmamıştı.
Atsız'ı kaybedeli 45 yıl oldu. Bir fikir, ülkü ve bilim adamının, bir sanatçının ölümünden 45 yıl sonra da yaşaması önemli bir olaydır. Atsız'ın eserleri, yaşadığı döneme göre bugün çok daha fazla okunuyor. Onun birkaç kitabının 04.12.2020 tarihi itibarıyla, kitapyurdu.com'daki satış ve yorum sayılarına bakarak ne kadar çok
Müteakip hadiseler, resmiyette Balkan Savaşları’ndan sonra kurulacak (Eşref daha sonra yeniden kurulduğunu söyleyecekti) ve imparatorluğun son yıllarında ekseriyetle dramatik ve trajik sonuçları olan kritik bir rol oynayacak Teşkilat-ı Mahsusa’nın ortaya çıkışında Libya’daki sürecin mühim bir aşama olduğunu gösterecekti. Enver, Eşref gibi fedaî
Reklam
BİR ZAMAN YOLCUSU: SELİM PUSAT (RUH ADAM ROMANI) Ruh Adam, Atsız'ın tarihî romanlarına göre hayli değişiktir; bir tür post modern romandır. Bu sebeple romanı incelerken biz de farklı bir yol izlemeyi tercih ettik. Selim Pusat'ın ve Romanın Hikâyesi: Selim Pusat adını ilk defa 08 Haziran 1951 tarihinde, Orkun dergisinin 36. sayısında