Oyhan Hasan Bıldırki bu güzel eserini Dede Korkut Hikâyeleri'nden aşina olduğumuz bir tarzda yazmış. Bu nedenle de kendisine "modern destan yazıcısı" denmekte. Koçaklar 1915 Çanakkale kitabı
"Ömürlerinin on beşinci baharında Çanakkale'de toprağa düşüp, Türkiye'yi vatan yapanlara..."
cümlesiyle karşılıyor bizleri. Şehit
Ne yazık? Kara gece gelip, bütün Osmanoğlu mülküne çöktü.
Koca Türkmen beyleri için, gazi dervişler, alp erenler, dahi koçlar ve koçaklar için, yeni gün doğanda, yeni bir kurtuluş savaşı başlayacaktır. Osmanoğulları, sultan kulları da ya bir kalmayınca kadar ölecekler, ya da istiklâlsiz asla yaşamayacaklardı.
Gün, zorlu olanındı. Birlik olanındı. Kötü dünyanın her köşe bucağında bilinip söylenen bir şey de vardı:
Zor, oyunu bozar derler.
Zor, oyunu bozar!
Kalkıp yerlerinden doğruldular
Yelesi kara eşkin atlarına bindiler
Karşı yatan kara kara dağları aştılar
Çağıldayıp akan sulardan içtiler
Onlar ünlü ünsüz birer kahramandılar
Çanakkale ufkundan akın akın geçtiler
"... Daha sonra Dördüncü Norfolk Taburu'nun bu kuru dere yatağından harekete geçerek 60. tepeye doğru uygun adım yürüyüşe geçtiğini fark ettik. Buluta vardıklarında hiç çekinmeden dosdoğru içine girdiler. Ama tekrar içinden çıkıp 60. Tepe'de savaşa katılan hiç bir kimse olmadı.
Bir süre sonra askerlerin sonuncusu da görünmez olunca, bulut sanki yükünü almışçasına yerden yükseldi. Herhangi bir bulut gibi yukarıda duran diğerlerine ulaşıncaya kadar yavaş yavaş havalandı. Bu ana kadar yukarıdaki bulutlar yerlerinde duruyorlardı. Yerdeki bulut yükselip aynı hizaya gelir gelmez birden kuzeye doğru uzaklaşmaya başladılar. Trakya istikametine doğru gittiler. Bir saat içinde de gözden kayboldular. Savaş sonuna bu tabur kayıp veya yok edilmiş sayıldı."