Aynı zamanda, kadınların eleştirisi altında kendilerini ne kadar huzursuz hissettiklerini; kadınlar için aynı eleştiriyi yapan bir erkeğin sebep olabileceğinden daha büyük acıya, daha şiddetli öfkeye sebep olmadan bir kitabın kötü olduğu, bir resmin etkisiz olduğu gibi eleştirilerde bulunmanın ne kadar da imkansız olduğunu gösteriyordu. Çünkü kadınlar doğruyu söylemeye başlarsa aynadaki suret ufalır, yaşamın içindeki yeri daralırdı. .. Ayna fikri çok büyük önem taşıyordu; canlılık gücünü buradan alıyordu ve sinir sistemi onunla uyarılıyordu. Bunu erkeklerin elinden alırsanız, kokain yoksunluğu çeken bir bağımlı gibi oracıkta ölüverirlerdi.
Bunun gibi, kokanın sindirim zayıflığı ve sinirsel olduğu söylenen mide rahatsızlıklarında da etkili olduğunu söylemeliyim; bu gibi durumlarda sadece semptomlarda hafif bir düzelme değil kalıcı bir iyileşme görülmesi mümkündür.
Reklam
Benim adım Kinyas. Gün ağrıyor. Başım ağrıyor. İsmimi kendime ben verdim. Bitmeyen bir öfke ve bitmeyen bir mutsuzluğun ifadesi. Bütün insanlara kızgınım. Yaşadıkları için. Hayattan midem bulanıyor... Ateşle oynarım. Yeterince benzin ve karşımda oturan adamın ceketinin iç cebindeki çakmakla dünyayı yakabilirim. Benim adım Neron. Geceleri çaldığım arabalarla gezerim. Tokyoda doğdum. İki zenciye üç gram kokain karşılığında bileklerimi kestirttim. Sabah uyandığımda okyanus beni yıkadı. Benim adım Steve McQueen. Bütün bildiklerimi kusarak hayatta kalıyorum. David Bowie'yi rüyamda gördüm. Sabah bir gözüm yoktu. Şiir yazdım. Tam üç tane. Birini rendeleyip makarna sosuma kattim. Diğerini yakıp küllerini kum saatine koydum. Biraz zaman kazandım böylece. Sonuncusunu ise şimdi yazdım. İşte geliyor: Sözlerimin sonunu duymadığın zaman. Cümlelerimin sonunu duymadığın zaman. Değiştiriyorum son kelimelerimi. Değiştiriyorum sonumu.
Batılılaşma miti eskiyince, yeni bir yalan çıktı sahneye... Daha doğrusu, aynı nazenin taze bir makyajla arz-ı endam etti. Filhakika, intelijansiyamızın* şerefine şampanya şişeleri patlattığı bu sözde bakire, Tanzimat’tan beri tanıdığımız “Batılılaşma”nın ta kendisi. “Çağdaşlaşmak”, Avrupa’nın yeni bir ihraç metaı, kokain ve LSD gibi... Şuuru felce uğratan bir zehir. “Çağdışılık” ithamı, iftiraların en alçakçası, en abesi. Aynı çağda muhtelif çağlar vardır. Çağdaşlaşmak neden Hıristiyan Batı’nın putlarına perestiş olsun?
Çünkü argo ifadeler çok hızlı değişir ve farklı yerlerde farklı anlamlara gelirlerdi. Mal kelimesi Hovseter'de kokain , Hellerud'da eroin , Abildsö'de ise kafayı güzel yapan her şey için kullanılırdı mesela.
Ağ o kadar geniş ki ipin ucunu çektikçe sonu gelmiyor. Kokain operasyonlarının baş mekanı da sayfalardır yazdığım gibi Mersin Limanı...
Sayfa 49
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.