Zihnime perçin kokun diye başlardım yazmaya, hala çocuk olsaydım.
Romantik olur, kahkahalar atar, ağlar, güler, aşık da olurdum hatta. Gülüşün bir an olsun diye çakardı deklanşör, anlar zamanı soğuradursun, soğuk bir nehir kenarında sıcağın olmak için yanardım da, eğer hala çocuk olsaydım. Saçmalamazdım mesela. Kelimelerin anlamlarına bir bir bakar en dogru cümleleri kurmaya çalışırdım. Tek bir kişiyi düşünür ona istinaden o da olurdum.
Her bir cümlem başka bir kadının bana ektiği inançsızlık tohumlarının susuzluk çektiği nadas toprağın bir parseli. Sulamaya çalışan her kadına bir parça kalp kırıklığından başka bir şey değilim. Başka hiçbir şey olmak zorunda da değil gibi ivediyim. Geçmişim geleceğimle yağmur altında sırılsıklam, bense yüzümde piç bir gülümseme ve kalbimin parçaları, kesik yarası dolu ellerim , başka kalbi umursamaz bir eda ile yürüyorum.
Bir beyefendi, bir aşık hatta gerçek üstülüğü ile romantik de olurdum, eğer hala çocuk olsaydım.
Sizler o çocuğa birer tekme attınız sayın sözde matmazel adayları. Öfkeli değilim fakat artık kırılacak bir kalp ile de değilim. Sadece kıracak başka bir kalp arıyorum.
"Gökyüzü yasalarına göre iki nesne çarpıştığında her zaman karşılıklı hasar oluşur." Bir çok çarpışmadan sağ gönlüm, hasar almak isteyen buyursun..
Güneş ECER