''Tarihimiz bir sömürüler, göçler, savaşlar, sürgünler ve her türlü kökün yok edilişi tarihi. Bizi bu dünyada bir yabancı, kendi ailemiz içinde bir konuk durumuna düşüren her şeyin hikayesi bu.''
Sarılmak seninle icat edilmiş gibiydi Güzin. Ondan önce kendim gibi ölümlülerle kollarımı kavuşturup komik, hayvani bir temas oyunu oynamışım ama seninle sarılmayı keşfetmişim gibiydi. Ben bunu hiç bilmiyormuşum Güzin, sarılmak denilen şey seninle dünyaya gelmiş, benimle tamamlanmış gibiydi. Biz sarılıyorduk, etrafımızdaki her şey dışımızda kalıyordu. Belki de biz dışında kalmayı başarıyorduk sarılınca. Kollarım boynuna dolanınca, bu sokak ortasında basit bir selamlaşma sarılması bile olsa, kokun bir cisim kazanırdı. Sonra bu latif tecessüm, narin parmaklarıyla beni dürter, “Bak,” derdi, “buradasın artık, dünyanın en güzel yerinde. Buradan ötesi yok. Dünya bu kadar!”
Ah yanaklarımda kipriklerin gezintisini özlediğim kadın kokun boynumda kaldı Sevdan boğazımda tırnakların oğurliğim de saplı duruyor hala seni hissediyorum saçların akmıyor nicedir avuçlarımda bu yüzden avuç içlerimde koca bir çölün kuraklığı var yüreğimde cehennem ateşi durduramadığım bir iç savaşı var içimde çocuklar ölüyor diyorum gel bu kadar mı çok alıştın olduğun yere Aklının kapıları kilitli mi bana hiç mi gelmiyorum hiç mi çalmıyorum kapını ben senin ses tonunla gelen uykunun şevkatini özledim aramızdaki kilometrelere rağmen sana sarılmayı koklamayı hissetmeyi utana sıkıla seviyorum demeyi ve bunu işitmeye akşamüstleri yol kenarında otobüs duraklarında seni beklemeyi özledikçe ölüyor işte insan tükeniyorum hırçın dalgaların eteklerini dövdüğü gibi dağın yorgunlugu var ızerımde yok dayanabilme gücüm kırılıyorum
Sen bilmezdin ama
Gözlerin susakalmış bir vadideki ülkem…
Kokun özgürlüğün çağrısı…
Ellerin aşka direnişim…
Ve kalbin, benim devrimim olmuştu…
Unutmak istiyordum kollarında her şeyi ama cesaretim yok…
Sen bilmezdin ama gözlerim susakalmış bir vadideki ülkem… Kokun özgürlüğün çağrısı… Ellerin aşka direnişim… Ve kalbin, benim devrimim olmuştu… Unutmak istiyordum kollarında her şeyi ama cesaretim yok…
sana benzemeyen gül olmaz olsun.'
üç yıldır ağzın çiçek açmıyor
üç yıldır odalarda kokun yok
üç yıldır dünyayı sevmiyorum
yoksa benim gül ile ne davam var.
Sana benzemeyen gül olmaz olsun!
Üç yıldır ağzın çiçek açmıyor
Üç yıldır odalarda kokun yok
Üç yıldır dünyayı sevmiyorum
Yoksa benim gül ile ne davam var.
Sana benzemeyen gül olmaz olsun .*
Üç yıldır ağzın çiçek açmıyor
Üç yıldır odalarda kokun yok
Üç yıldır dünyayı sevmiyorum
Yoksa benim gül ile ne davam var.