Kitap
KİTAP SATIN ALMA SENDROMU Umberto Eco’nun dediğine göre, elindekileri okumadığı halde yeni yeni kitaplar almaktan vazgeçmeyen sıradan okur, aldığı kitapları kısa bir süre sonra “okumuşluk” duygusuyla muhafaza eder. Bu muhafazanın koleksiyonerlikle bir alakası yoktur, çünkü disipline değil yanılsamaya dayalı bir muhafazadır söz konusu olan. Şöyle ki, bir yanı o kitapları okumadığını biliyor olsa da fiziksel olarak sahip olmasından dolayı, zihin, bu sahipliği bir iki gün içinde “okumuşluk” duygusuna tercüme eder. Bu öylesine tehlikeli bir duygudur ki kişiyi hem okumaktan alıkoyar hem de kitap satın alma çılgınlığına sonu gelmezcesine sevk eder. Bilirsiniz; ekmek ya da tatlı yiyenler bir süre sonra kan şekerleri düştüğü için tekrar tıkınmaya başlarlar. Eğer kendilerini dizginleyemezlerse sürekli tıkınma tuzağına düşerler. Bu tıkınmanın da beslenmeye hiç bir faydası yoktur. Kontrolü hem gıda seçimine hem de iradeye dayanır. Kitap satın alma hastalığını sonlandırmanın yolu ise kitap seçiminden değil tamamen bu bilgiyi içselleştirmekten geçer. Sonuçta, kısa bir tefekkürle halledilebilecek bir rahatsızlıktır. Aldığınız kitabı okuduğunuzu zannettiren zihninizin oyununu imha ederseniz, yeni kitaplar almak yerine, elinizdekiler bittiğinde almak üzere düzgün bir liste tutmaya başlarsınız. Hatta şöyle de bir güzellik olur: önceden kitap al(a)madığınız için kendinizi kötü hissederken, şimdi de elinizdeki kitapları hala bitiremediğiniz için hayıflanır, teessüf eder ve şefkatle sayfalarına uzanırsınız.
KENDİNDEN ZUHURA TÂBİ OLMADIKÇA...
- “Devlet İsrail ile ticaret yapmasın” söyleminde haklı bir taraf olduğu gibi, haksız bir taraf da var. Haklı tarafı malûm: Müslümanlar olarak, devletin, İslâm düşmanlarıyla iyi ilişkide olmamasını, onlara tavır koymasını istiyoruz. Haksız tarafını da bir çok defa konuşmuştuk ama camiada bu kısım hiç ilgi görmedi. O da şu: “Devlet İsrail ile
Reklam
Her gün geçtiğimiz ama hiç gitmediğimiz o yerlerdeki kovulmuşluk hissi.
Furkan Çalışkan
Furkan Çalışkan
Milyonlarca halk bedenen, ruhen, fikren ve ahlaken çürüyor da, hiç kimse bu kokuşmuşluğu görmüyor. Herkesin karakteri bozulmuş veya herkes bu yozlaşmışlığa alışmış da bunu doğal bir durum sanıyor sanki. Ama bu böyle mi olmalıdır? | Grigory Petrov
Umberto Eco’nun dediğine göre, elindekileri okumadığı halde yeni yeni kitaplar almaktan vazgeçmeyen sıradan okur, aldığı kitapları kısa bir süre sonra “okumuşluk” duygusuyla muhafaza eder. Bu muhafazanın koleksiyonerlikle bir alakası yoktur, çünkü disipline değil yanılsamaya dayalı bir muhafazadır söz konusu olan. Şöyle ki, bir yanı o kitapları okumadığını biliyor olsa da fiziksel olarak sahip olmasından dolayı, zihin, bu sahipliği bir iki gün içinde “okumuşluk” duygusuna tercüme eder. Bu öylesine tehlikeli bir duygudur ki kişiyi hem okumaktan alıkoyar hem de kitap satın alma çılgınlığına sonu gelmezcesine sevk eder. Alıntı
Milyonlarca halk bedenen, ruhen, fikren ve ahlaken çürüyor da, hiç kimse bu kokuşmuşluğu görmüyor. Herkesin karakteri bozulmuş veya herkes bu yozlaşmışlığa alışmış da bunu doğal bir durum sanıyor sanki. Ama bu böyle mi olmalıdır?
Beyaz Zambaklar Ülkesi
Beyaz Zambaklar Ülkesi
Reklam
541 öğeden 71 ile 80 arasındakiler gösteriliyor.