Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alaycının Sonu
Hakem isminde bir bahtsız, Resûlullah yolda yürürken onun arkasında ağzını, gözünü, vücudunu oynatarak maymunluk yapıyor. Sevgili Peygamberimiz, Hakem'in bu maskaralığını görünce hep öyle kalması için dua etti. Gerçekten ömrünün sonuna kadar Hakem'in ağzı, yüzü, organları oynadı durdu. Hep öyle kaldı yani. Eden bulur.
Sayfa 65
Ağır ve geçmek bilmeyen günler... Ne çileler... Allah'ım ne büyük imtihanlar! Kıpkırmızı bir gonca gül tomurcuğu, çıplak kayayı zorlayıp çatlatarak yol bulmaya çalışıyor. İlk mü'minler de cansız kayadan daha sert putperest bir cemiyeti zorlayarak ebedi saadetin fenerini yakmaya uzanıyor... Karanlık bir mağaradan farksız yalnız Arabistan değil, bütün yeryüzü ışıl ışıl bir dünyaya çevrilecek. O bir avuç Peygamber bağlısı, fısıltılarla konuşarak, gizlice buluşarak gözden saklı köşelerde bunun imkânını araştırıyorlar. Bir yıldız kümeciği, ayın nurunu kapayan kalın bulut tabakasını delmeye zorlanıyor.
Sayfa 69
Reklam
Kölelikten Sultanlığa (I. Baybars)
“Sultan Baybars, eski Eyyubi topraklarını kendi otoritesi altında birleştirir. Bu kanlı ve imansız subay büyük bir devlet adamı olduğunu gösterip Arap dünyasında gerçek bir Rönesans’ın mimarı olur. Onun saltanatında, Mısır ve daha sınırlı bir ölçüde Suriye yeniden kültür ve sanat merkezi olur… Hayatına bir köle olarak başladı. İlk efendisi olan Hama’nın Eyyubi emiri bakışlarından ürküp batıl inançları yüzünden onu sattı. Gerçekten de Baybars, boğuk sesli, açık mavi renk gözlü ve sağ gözünde beyaz bir leke olan, karayağız bir devdi. Geleceğin sultanı bir Memlük subayı tarafından satın alınıp Eyyub’un muhafızları arasında katıldı; burada kişisel yetenekleri sayesinde ve özellikle hiçbir ahlaki kuruntusu olmadığı için hızla yükselip hiyerarşinin en tepelerine tırmandı. Kim bilebilirdi, bir kölenin geleceğin Memlük hükümdarı olacağını.”
Memlük: Kölelikten Sultanlığa “Çok kalabalıklar!” dedi Kalavun. Endişeliydi. “Sayının bazen hiçbir önemi yoktur!” dedi Baybars. “ Çokluğu ifade eden sıfır değil bir’dir. Bir’i sıfırların önünden çektin mi kalan sadece “hiç” tir.”
-''Cananın kapısında şakiliği,dünya saltanatına değişme.Çünkü bu kudsi kapı sayesinde kişi,fazilette güneşe erişir.'' İşte Cenabı Bilal Radıyallahu Anh'ı kölelikten sultanlığa eriştiren cananın bu kudsi kapısı olmuştur...
Sayfa 86 - çelikKitabı okudu
Memlük: Kölelikten Sultanlığa
Ölümden ve öldürmekten nefret ediyordu. Bu ona zevk değil acı veriyordu. Fakat bu bir görevdi. Tıpkı ölüm meleğinin üstlendiği gibi… Tanrı ona bu görevi vermişti. Şöyle düşünüyordu: “Eğer bir kavim zulme maruz kalıyorsa bunun müsebbibi kendileriydi. Zalim bir kral, zalim bir halkın eseriydi. Eğer halk zulme ve haksızlığa ses çıkarmıyor, korku ve endişeyle siniyorsa veya menfaatleri gereği sessiz kalıyorsa yaşamayı hak etmiyordu. Korkakların yaşamaya hakkı yoktu çünkü. Tanrı bile böylesi bir halkı istemiyordu. Onları cezalandırmak istediğinde de onun gibi birisini görevlendiriyordu. Kural basitti: Cesareti ile yaşayamayanlar esaret içinde ölürlerdi. Tanrı koymuştu bu kuralı. O sadece Tanrı’nın buyruğuna amadeydi.”
Reklam
Memlük: Kölelikten Sultanlığa
Şehirleri fethetmekle kalmıyor, haritadan siliyordu. Kaybedenlerin unutulmaya mahkum olduğuna inanıyordu çünkü. Fethettiği her şehrin önce mabetlerini ve kütüphanelerini yakıyordu. Öyle inanıyordu ki, inançları ve kültürleri, şehri ve ahalisini korumayı ve güçlendirmeyi başaramadıysa hiçbir işe yaramazdı. Hem sonra kavmin, ülkesiyle aidiyetini kesmeliydi ki yeniden dirilmesin. Yeniden inşa ediyordu bazen şehirleri. Yeni bir doğum gerçekleşsin diye belki de... Biliyordu ki, yeni bir doğum lekesiz ve temizdi. Tüm kirlerinden arındırılmış şehir yeni bir hayat demekti. Kirlendiğinde ise tekrar gelecekti…
Memlük: Kölelikten Sultanlığa
“Ben bu meydanda tek kişi kalsam bile, son nefesime kadar savaşacağım. Gün bu gündür yiğitlerim! Ölmek için daha güzel bir sebep olamaz! Nasılsa birgün hepimiz ölecek değil miyiz? Ha bir gün eksik, ha bir gün fazla! Önemli olan bir korkak gibi yatakta değil, bir erkek gibi ayakta ölmektir!” (Baybars)
Memlük: Kölelikten Sultanlığa
Ve kılıcını havaya kaldırıp kükredi: “Benim adım Seyfeddin… Dinimin kılıcıyım… Allah’a yemin ederim ki; Yaşadığım sürece hiçbir Moğol, döşeğinde rahat uyuyamayacak!”
Memlük: Kölelikten Sultanlığa
“Ben Hülagü Han! Bana dost olursanız yaşar, düşman olursanız ölürsünüz!”
Reklam
Memlük: Kölelikten Sultanlığa
“Direnişe hazır olun! Ölüm haksa ve kaçınılmazsa, en güzeli Bağdat’ta ölmektir!” Halife Mustasım Billah
Memlük: Kölelikten Sultanlığa
“Çok kalabalıklar!” dedi Kalavun. Endişeliydi. “Sayının bazen hiçbir önemi yoktur!” dedi Baybars. “ Çokluğu ifade eden sıfır değil bir’dir. Bir’i sıfırların önünden çektin mi kalan sadece “hiç” tir.”
Memlük: Kölelikten Sultanlığa
“İhanet ile sadakat kardeştir! Tıpkı Habil ile Kâbil gibi…” dedi adam. “Unutma! Her kurtuluş bir ihanetle başlar.” (Sabbahi fedaisi)
18 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.