Üzerime ansızın ortaya çıkan ve bazen gençleri tehdit edebilen o tehlikeli melankolik durumlardan biri çöktü; kıpırdamadan oturdum, ağlamadım -ağlayamayacak kadar ümitsizdim.
Özellikle benim bilmem gerekirdi ki, kitaplar kendi nefesimizin ötesindeki insanları kendimize bağlamak, hayatın acımasız düşmanı olan geciciliğe ve utnutulmuşluğa karşı koymak için yazılır.
" İşime gitmek üzere uyandım. Tanrım; Başarılı kıl beni. yüzümü kara çıkarma. Bu gece ölmek yazılıysa anlımda Tanrım, işimi başarmama, bitirmeme izin ver.
Amin"
Bir gece, yağmurlu bir gece. Pencere açık. Odanın sıcak havasına dışarıdan giren nemli bir rüzgâr karışıyor. Ve şırıltılar. Gökten yere billûr kırıkları düşüyor, incecik sesle, çınlayışla,arada bir küçük fasılalarla sessizlikler.
Artist milletizdir.
Bizde defaten ölünür
ve kalkılır ki sofralardan
hamdüsenalarla palalarla
el yıkanmadan
ağız misvaklanmadan
zinhar vurulmaz ha
ne dosta ne düşmana