Rusya, Çin Komünist Partisi'ni, Komünist Enternasyo nali'nden silmek veya täbi kılmak istemiş; fakat başarı kazanamamıştır. 1968'de Ruslar'ın Çekoslovakya'ya girişlerini Çin "Sovyetler'in faşist politikalarının sarih bir delili olarak vasıflandırmıştır. Yine aynı senenin Kasım ayında, Moskova'da ilän edilen Brejnev doktrini, "Sosyalist devletlerin sınırlı hakimiyetleri bulundu ğuna dayanıyordu. Yani, bu "Komünist câmiada Çin'in hakimiyetinin mahdut olduğu, Moskova'nın emirlerini dinlemesi lazım geldiği" ihtarından ibaretti. Çin 15 gün sonra, buna "Amerika'ya karşı takip ettiği politikayı değiştirmeğe hazır olduğu"nu beyanla cevap verdi. Böylece Moskova'ya karşı, işi nerelere kadar uza tacağını gösteriyordu. 1972'nin güzünde ise Pekin, Sovyetler Birliği'ni birinci derecede düşman olarak gösteren bir beyanname neşretti. Bunda aynen:
"Sovyetler Birliği, bugüne kadar emperyalist güçler diye bilinen devletlerinkinden daha alçakça bir davranış içindedir. Bundan dolayı onlardan daha tehlikelidir."
denmekteydi. Ayrıca, Moskova ile Pekin arasında toprak ihtilafi da mevcuttu. Pe kin, Dış Moğolistan'da ve Sibirya'nın bir kısmında hak iddia ediyordu. İş bugün, gayet kritik ve gergin haldedir.
Sayfa 840Kitabı okudu
_Din, bütün yaşamı boyunca çalışan ve yokluk çekenlere, şükretmeyi, azla yetinmeyi, kısmete boyun eğmeyi, sabırlı olmayı ve öteki dünyada bir cennet umuduyla avunmayı öğretir.
_Din, halkı uyutmak için afyon niteliğindedir.
_En derin dinsel önyargı kaynağı yoksulluk ve cehalettir. Savaşmamız gereken kötülük de budur. Din aldatmacasının gerçek
AVUSTRALYA TATARLARI
Avustralya Tatarların daha geç dönemlerde, bilhassa Doğu Türkistan (Şingcang Uygur Özer Bölgesi, ÇHC)'dan, göç ettikleri bir ada olmuştur. Dünya'nın yüzölçümü ile kıyaslandığında 6. büyük ülkesidir. Okyanusya kıtasındaki bu ülke 7.741.220 km2 olmasına rağmen ülkenin genelde doğu ve güney doğusu yaşamaya müsait olduğundan nüfusu ancak 23
dün, bugün belki de yarın, değişmeyen/değişmeyecek..
Siz ülkemizin süper gazetelerinde Afganistan'da komünist Rus işgalcilerine ve onların yerli ortaklarına karşı sürdürülen mücadele hakkında hiç yoruma rastladınız mı?
Siz Ortadoğu'nun fakir ve zulme uğramış halklarının, Afrika'nın, Asya'nın ezilmiş milletlerinin, bir gün nasıl olur da sömürgeci kızıl ve kara güçlerin
Sayfa 55 - İz 2021Kitabı okudu
Emperyalist sistem, etkisi altına aldığı ülkelerin her türlü bağımsızlık girişimini o dakika komünistlik diye tanımlar, bir kere bu damgayı vurdu mu bütün müdahale olanaklarını elde eder. Bağımsızlık girişiminin somut belirtisi, Amerikan servislerine göre iki yönde etkisini gösterir, siyasal ve ekonomik. Siyasal yöndeki belirti sistem içindeki ya da üçüncü dünyadaki ülkenin doğu bloku ile iyi ilişkilere yönelmesi, özellikle Rusya ile dost olmasıdır; ekonomik yöndeki belirtiyse, Amerika'nın kendisine önerdiği kalkınma programına burun kıvırıp, ciddi ve ağır sanayileşmeye kalkışması, bu yönde başka ülkelerle temaslara geçmesidir. O ki bir ülke bu iki yönde bu iki eğilimi gösterir, emperyalist sistemin onu komünist diye nitelemesi gecikmez, sonra da allem edilir, kallem edilir, ‘filin cilveleri’ başlar, o ülkede bağımsızlığı iş edinen siyasal kadro elenir.
Sayfa 55
Sultan Galiyev, serbest bırakıldığı 1923 yılından sonra gerçek tutsaklığı yaşamaya başladı. Sürekli gözetim altındaydı. Galiyev, samimi olarak Sovyetlere ihanet ettiğini düşünmüyordu. Saflyane bir şekilde ortada bir yanlış anlaşılma olduğunu, Stalin’in gerçeği er geç anlayacağını düşünüyordu. Etrafında dönen tertipleri görmezlikten geliyordu. Bu
Galiyev'in 1995'e kadar saklı kalmış bir raporu
ASYA ve AVRUPA HALKLARININ SOSYO- POLİTİK,EKONOMİK ve KÜLTÜREL GELİŞMELERİNİN ESASLARINA İLİŞKİN BAZI GÖRÜŞLERİMİZ
*Sultan Galiyev
Metodoloji
Asya ve Avrupa Türk halklarının çağımızdaki sosyo- politik. ekonomik ve kültürel gelişmelerini tesbit etmek için kullanılacak olan esasların belirlenmesinden önce konu ile ilgili görüşlerimizin
Atlantikçi Ekol Neleri Savunuyordu?
Rus dış politikasında etkili olabilmek için çalışan iki rakip gruptan Atlantikçiler, Rusya’nın Batı Avrupa Topluluğu’na mümkün olan en kısa zamanda katılmasını istemekteydiler. Bu görüşü savunanlar kariyerlerini perestroika altında yapmış olan, Gorbaçov’un başlattığı “Yeni Düşünce” politikasını devam ettirmek
Thornburg raporu, Barker raporu ve bağımlılığın süreklileşmesi
ABD'nin Türkiye'ye girişi, sadece yapılan askeri anlaşmalarla ve bu anlaşmalardan kaynaklı yardımlarla ya da üs inşalarıyla olmamış, ABD Türkiye'yi İkinci Dünya Savaşı sonrası öngördüğü uluslararası iktisadi düzene ve o düzenden kaynaklı uluslararası işbölümüne de dahil etmiştir.
Almanya’ya Türk Dersleri
Önemli Bir Medya Olayı Olarak
Türk Bağımsızlık Savaşı, 1919-1923
Alman milliyetçiler için I. Dünya Savaşı ve Alman-Osmanlı ittifakı, kıyamet ölçeğinde bir felaketle sonuçlandı -gerçek anlamda bir kıyamet, çünkü zamanın yergi dergilerindeki görseller Almanya’nın üzerinde mahşerin atlıları tasvirleriyle, Almanya’yı
