Nazım Hikmet Ran , büyük şair.Çeşitli takma isimler kullandı hayatı boyunca.1902 de doğdu. 1914 te daha 12 yaşındayken şiirle tanıştı. Mevlevi bir şair olan dedesi Nazım Paşa nın izinden gitti. İlk şiirini 1918 de yazdı.Serbest şiir ve basamak şiirler denedi.Bu konuda da gördüğüm kadarıyla gayette başarılı oldu.1925 te Komünistlerin tutuklanmasından dolayı
Sen ki, güzelliklere aşık, hayata bağlı, umudu hep içinde taşıyan, arkadaş canlısı, dost biriydin Ali'm. Sen ki, çevrendeki edebiyat dostlarınla en güzel sohbetlerini yapardın. Sen ki, edebiyatımıza en güzel eserlerini kazandırdın. Ama "Karanlık Güç"ler yazmana izin vermedi. Çünkü onlar emeğe düşman, onlar güzele düşman, onlar umuda
Merhaba dostlar. Günlük hayatımız alışkanlıklarımızı nasıl da etkiliyor değil mi? Yaşadığımız şartlardan dolayı, doyasıya kitap okuyamamanın üzüntüsünü yaşarken, bir yandan da normal şartlarda olmasa da görevimi yaptığım için mutluluk duyuyorum. Çünkü her an birilerinin gazabına uğrayabilir ve görevimden uzaklaştırılabilirim. Görevden
İçimizdeki şeytan...
Yükselen bir soysuz umudun varlığının habercisi...
Sene 1940. Yani bundan 80 yıl öncesi. o günle bugün arasında değişen binaların daha da yükselmiş olması vs vs. Alım gücünün yine diplerde olduğu zamanlar. İnsanların sefaletinin damarlara kadar inmiş olması. Tek bir farkla: bugün kredi kartı, kredi gibi lanetler mevcut. Yani
Siyasi görüşleri nedeniyle birçok kez mahkemeye verilmiş Sabahattin Ali. Kitapta da mahkemeye sunulan; davacıların, savcıların, avukatların ve yazarın belgeleri derlenmiş.
Kitaptaki olayların üzerinden 60-70 yıl geçtiğinden ve söz konusu kişinin bir öğretmen, yazar, siyasi ve halkı uyandırmak uğruna ailesinin aç kalmasını bile göze
"1948-1956 yılları arasında Peru'yu General Manuel Apolinario Odria liderliğindeki 1askeri diktatörlük yönetti. Siyasi parti faaliyetleri ve sivil etkinliklerin büyük ölçüde ya saklandığı, basının sansüre uğradığı, siyasi mahkumların sayısının arttığı ve yüzlerce insanın sürgüne gitmek zorunda kaldığı o sekiz yıl boyunca, benim kuşağımın
Komünizm, Türkiye'nin ezeli düşmanı Rusya demekti. Onlara ilişkin her şey komünistlik sayılıyordu. Dostoyevski ve Çaykovski bile komünistti. Rus salatasının adı Amerikan salatasına çevrilmişti.
Okumak biraz da buluşlarla ilerlemeli bana göre. Bir düşünün bir kitabı nerden aldığınız değil size ne vaat ettiğini.
İşte 2022 aralık ayında sadece kapağına, kitap adına ya da kitabı elinize aldığınızda herhangi bir sayfayı açıp okuduğunuz ilk cümleye bakarak kitap aldığınız oldu mu bilmem ama bazı incelemem de belirttiğim gibi benim çok
«Nüfusumuzun çoğunluğu köylü. Köylüler perişan, yoksul, hasta, yolsuz, ışıksız diye yazılar yazdım. Duygularımı, gördüklerimi yazdım yani. Bakanlığım ve başka kişiler, bunları yazmakla sen komünistlik yapıyorsun dediler»
Tamam hemen sinirlenme sayın okur. Evet üstten kaba bir başlık... Ama neden böyle bir başlık koyduğumu ilerleyen satırlarda göreceksin.
Hoş geldin. Merhabaladan bir demet. ≈))
Kitabı okuyup Atatürk'ü böyle bilmezdim diyeni mi dersin, Atatürk'ü severdim ama bu okuduklarımdan sonra... diyeni mi dersin... E tabi belli nerede ne durumda