Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.8
1000k
1.492 üye · 359 yeni gönderiSEVGİLİ BELLA
Merhaba arkadaşlar bugün yazar Fatih Kot #sevgilibella adlı eseriyle karşınızdayım. Psikolojik yönü daha baskın olan bir eser . Altını çizdiren bir çok cümlelerle karşılaşacaksınız.
Bana göre ilk sayfalar ağır ilerledi nedense.Okudukça eserin konusu daha çok ortaya çıkıyor. Sonu nasıl bitecek diye insanı merak ettiriyor. Yoğun iç konuşmalarının , iç hesaplaşmaların ve sohbet tarzı anlatımlar eşlik ediyor bizleri .
Sevi ve Teoman üniversitesi de tanışıp evlenirler. Sevi çok seviyor Teoman'ı ama Teoman sevginin nasıl bir duygu olduğunu bile bilemediği için aynı karşılığı veremez. Teoman'ın intiharı Sevi'yi derinden etkiler. Sevi bu intiharın acısıyla baş ederken aynı zamanda, onu çok zor günler bekliyor bir taraftan da.
Sevi hayatla mücadele ederken kocasının günlüğünü bulur. Başlar okumaya ve bütün gerçekler ortaya çıkar yavaş yavaş.Şimdi diyeceksiniz ki ee hani Bella nerede? Kim bu Bella ? Bella aslında Sevi'nin iç sesi; canı sıkıldığında , birine ihtiyacı olduğu zaman yani sürekli sohbet ettiği kişi aslında iç sesi.
Sevi kendini toparlayıp hayatına devam edecek mi sizce?
Teoman karısından neler gizlenmiştir sizce?
Günlükte neler yazıyor sizce?
Eserin devamı ve soruların cevabı için mutlaka okuyun derim, benden bu kadar spoiler yeter Sevgili yazarımızın kalemi daim olsun inşallah
İnsanın, mutsuz olunca yazası geliyormuş. Mutluluk, yazılmıyormuş; yaşanıyormuş.#alıntı
Kırmızı Pazartesi uzun zaman önce alıp sırada bekleyen kitabımdı. Neyse bugüne nasip olmuş, bitirdim. Yazar büyülü gerçeklik akımının öncülerinden olarak biliniyor. Kırmızı Pazartesi 1982 de yayınlanmış ve Nobel ödüllü bir eser.
Kitap öncelikle bir cinayetin çevresinde odaklanıp yazılmış. Aslında sonu başından belli olan romanın en ilgi çekici yanı röportaj tekniği kullanılarak yazılmış olması. Kitap yalnızca bir cinayetin arka planı değil, bir halkın ortak davranış biçimlerinin portresini de çiziyor. Böylece roman, bir toplumsal ruh çözümlemesi niteliğini de taşımış oluyor.
Ben kitabı sevdim, akıcı ve merak uyandırıcı bir kitap. Tavsiyemdir
Bu kitabı merhum Seyda molla Musa Celali hocamıza ithafen yazan Prof. Dr. Mehmet Salih GEÇİT ve Doç. Dr. Mehmet Seyit GEÇİT hocalarımıza teşekkürü bir borç biliriz. Bu kitapta mealistler yani "Kur'an bize yeter" diyenler Kur'an dışındaki her şeyi reddeder. Buna Peygamberin söz, fiil ve takrirleride dahildir. İşte tam olarak bu ve buna benzer oryantalist düşüncedeki zihniyete cevap niteliğinde yazılmıştır. Günümüz sorunlarına da değinen hocalarımız güzel ve anlamlı bir çalışma ortaya koymuşlardır.
Kıtabın okunması elzemdir.
Fotoğraftaki Çocuk
Beklediğim gibi bir kitap olmadı açıkçası, alırken kapağının arka kısmındaki yazılanları okuyunca çok heyecanlanmıştım çünkü gerçekten oldukça ilgi çekici duruyordu. "SÜRÜKLEYİCİ BİR PSİKOLJİK GERİLİM ROMANI" açıkçası bunu okuyan ve bu türü seven herkes bu kitabı almak ister bence oldukça cezbedici bir cümle. Fakat kitapta o yazılanlar arasında gerilim bence yoktu.
Kitap 34 yaşındaki Hope'un evine gönderilen bir gazete küpüründeki haberden yola çıkarak gerçek ailesini bulmaya çalıştığı orta seviyelerde olayların sıra sıra ilerlediği bir psikolojik romandı. Okurken sıkıldığımı dile getirmekten çekinmeyeceğim. Belki de bunun sebebi yüksek beklentimden kaynaklı bir şey olabilir.
Ayrıca kitapta oldukça harf hatası mevcut bir yerden sonra rahatsız etmeye başlıyor insanı bu da kötü bir yanıydı.
Okuyacaklara keyifli okumalar dilerim :)
İyi Geceler... +3
Bana mutluluktan bahset...
"Gerçek sevgi birinin kusurlarını görmezden gelmek değil, onun kusurlarına sarılmak, onun kusurlarından öpmek, tüm hepsini kabullenerek sevmektir."...
En çokta kitap okurken sevdiğim durumlardan biri kitapta geçen karakterlerin yaşadığı olayları kendim yaşıyormuşçasına okumak...
Bulduğunuz ilk fırsatda okuyun çünkü size mutluluktan bahs edicek bir kitap....
Sadece bu kitap...
Bitirince bış duvara baktıran bi kitap oldu benim için. Ben ne okudum dedim kendime. Çok güzeldi... Hikaye, karakterler, Derda ve Derdâ ikisinide çok sevdim yeri geldi tutup sarılmak istedim ikisinede. Çok içime dokundular, yaşadıklarıyla ,olaylara, insanlara karşı duruşları ve verdikleri tepkilerle okurken düşündürttü ve sorgulattı. Hakan gündaydan okuduğum ilk kitaptı kitaplarını okumak istediğim bi yazardı ve bu zamana kadar okumadığıma üzüldüm. Acaba diyorum daha önce okusaydım beni bu kadar etkilermiydi, hiç bilmiyorum... Kesinlikle daha fazla Hakan günday okuyacağım bunu çok iyi biliyorum. Okurken çokça düşündüren birden fazla duyguyu aynı anda hissettiren kitaplar seviyorsanız çok seveceğinizi düşünüyorum. Okuyacaklara iyi okumalar :)
