“Diri diri gömülen kıza hangi suçundan dolayı öldürüldüğü sorulduğunda…”
Câhiliye döneminde (nâdir de görülse) bazı Araplar kız çocuğunun olmasından dolayı utanç duydukları (bk. Nahl 16/58-59), bazıları da büyütüp beslemede sıkıntı çekmekten endişe ettikleri için (bk. En‘âm 6/151; İsrâ 17/31) onları diri diri toprağa gömerlerdi. İşte burada Yüce Allah’ın diri diri gömülen kıza bunu özellikle sorması ilginçtir değil mi? Neden gömen kimseye değil de gömülen kimseye – kız çocuğuna- bu suali soruyor olabilir?
Buradaki incelik/hikmet-i ilahi şudur: Cinayetin sebebi doğrudan doğruya onu işleyene sorulmayıp da davacısı olan suçsuz kıza sorulması, o diri diri gömme işini yapan katilin vicdanını sızlatacak ve koruyucusuz gördüğü mazlumun karşısında mağlubiyetini duyuracak ve haksızlığını tam mânâsıyla tanıtarak Hakk'ın huzurunda hiç bir savunma yapamayacak şekilde öfke ve cezayı hak edeceğini anlatacak şiddetli bir uyarı ve taşlama vardır ki, buna tebkit denilir.
Yüce Allah (c.c) o gün, o kötü fiili işleyenleri muhatap bile almayacak! Direkt o suali kıza soracak ki; mahkemenin daha başından haklı olan ortada olsun, haksız olan kâle bile alınmasın. Böylelikle onun – bu kötü fiili işleyenin- dinlenilmesine ihtiyaç yoktur! Adil olan Allah, Hakim olan Allah; zalimi bu yolla susturmuştur.