1000Kitap

1000Kitap

36,2bin üye · 2.178 yeni gönderi
Takip
1000Kitap platformuyla ilgili paylaşımlar.
Rüzgâr durup durup esiyordu. Yapraksız dallardan örülü ormanın üzerinde bulanık bir gökyüzü kıvranıyordu.
İzcanlılar zamanı da, mekânı da kendi ırkının çizgisel, emperyalist mantığıyla değerlendirmezdi. Onlar için zaman demek, bir adım sonrası ile bir adım öncesini aydınlatan bir lamba demekti; geri kalanı zifirî karanlıktı. Zaman, bugündü; o koskoca yıl içinden yalnızca bugün. Tarihî kelime dağarcığına sahip değillerdi; sadece bugün ve “geçmiş zaman" kelimelerini kullanıyorlardı. En fazla bir sonraki mevsime kafa yorarlardı. Zamana tepeden bakmaz, gece vakti lambayla dolaşırcasına içinde yaşarlardı. Vücudun içinde bir kalp gibi. Mekân için de aynı şey geçerliydi: Onlar için mekân, üzerine sınırlar çizilecek bir yüzey değil, kendilerini, klanlarını, kabilelerini merkez alan bir bölge, bir kalpti. Bölgenin etrafında yaklaştıkça aydınlanan, uzaklaştıkça kararan alanlar vardı; ne kadar uzaklaşırlarsa, o kadar karanlık.
Reklam
Sunuş
Hayal gücü hakkında o kadar az şey biliyoruz ki onunla ilgili bırakın doğru cevaplar vermeyi, doğru soruları bile soramıyoruz. En bilge akıllar bile yaratımın kaynağı hakkında herhangi bir şey söyleyemiyorlar; bir sanatçı da yaratım sürecine dair anlaşılabilir şeyler söyleyecek son kişidir.
Birlikte ağustos akşamlarının ılık kokusunu içimize çektiğimiz, ayaklarımızın altındaki sayısız ışık oyununu hayranlıkla seyrettiğimiz ağaçlıklı yola girdim. Çevreme uğuldayan dallardan yapraklar düşüyordu.
Yeni kavuştuğum mutluluğun sarhoşluğuyla, kararlılığımı kaybeder gibi olduğum anlar olmuştu, artık Laura’nın sevgisine sahip olarak hayatımda en çok istediğim şeye kavuşmuş olduğuma göre halimden memnun olmam gerektiğini düşündüğüm anlar.
Reklam
54 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.