Ellilerin ortalarına kadar bütün bayram ve Noel yemeklerinde o dönem, döne döne hep bir ağızdan bir efsane gibi anlatılır, 1942 kışına ait korku, açlık, dondurucu soğuk temalan durmadan tekrarlanırdı. Her şeye rağmen, hayatta kalmak gerekiyordu.
Her şey umutsuz görünse bile dünyada her zaman mucizeler vardır. Ve mucizeler olmadığında, onları gerçekleştirebilirsin. Basit bir nezaketle başka birini umutsuzluktan kurtarabilirsiniz ve bu onların hayatını kurtarabilir. Ve bu, tüm mucizelerin en büyüğüdür.
"Pencereleriniz dışarıdan öyle sıcak ki! Böyle pencelerden bakmak nasıl oluyor, bir daha göreyim, dedim. Ama içeriden bakmak, geceleri aydınlık, sıcak pencerelere karşı açıkta, dışarıda olmak ne demektir, bilir misiniz binbaşım?"
hani savaş patladığında sevdiğim kız
koynundan senin artık çıkmam deyivermişti
bunu bir fısıltı halinde çarçabuk
ve yeminle söylemişti
yeminle çünkü yemindi olduran olduracak olanı
yemindi aşkın aşkla bakıştırıldığı sahra