Cumhuriyet, bir halkın küllerinden yeniden doğuşunun en somut ifadesidir. 29 Ekim 1923, sadece bir tarih değil, özgürlüğe susamış bir milletin karanlıktan aydınlığa attığı cesur bir adımdır. Mustafa Kemal Atatürk ve onun yanında yürüyen tüm cesur yürekler, bu adımı atarken sadece savaş vermediler; bir zihniyet, bir varoluş mücadelesi de verdiler.
Cumhuriyet, salt bir yönetim şekli değildir. O, bir halkın iradesiyle, özgürlüğe olan inancıyla şekillenen bir yaşam biçimidir. Bize emanet edilen bu miras, eşitliğin, adaletin ve halkın kendi kaderini tayin etme gücünün en saf halidir. Bugün bu topraklarda özgürce nefes alabiliyorsak, bunu o cesur iradeye, Atatürk ve silah arkadaşlarının sarsılmaz inancına borçluyuz.
Cumhuriyet, yalnızca bir kazanım değil, her gün yeniden yaşatılması gereken bir idealdir.