6

6 Şubat 2023 Maraş Depremi

1 member
Israrla ufak bir veda istiyordu. Ona, bende henüz veda edilmemiş o kadar çok veda var ki bunları sana yüklesem boğulursun dedim. Bunca veda edememe kime ait diye sordu. Ona, mezarlığı gösterdim. Ona, dün yataklarında uyuyan insanları gösterdim. Ona, kendimi gösterdim. Bunca vedasızlık vardı boğazımda düğümlenen.
Enkazda bir adam. Telaşla koca koca beton blokları arasında bir şeyler arıyordu. Ne arıyor diye sordu. Kaybettiklerini dedim. Kaybettiği şeyi sormadı. Ailesini diyeceğimi iyi biliyordu. 'Soğuk betonlar altında ailesini arıyordu!' Adamın acısını dağlara yükleseniz, dağlar bu acıyı daha sırtlanmadan eriyip gider.
Reklam
Bazı noktalarda durup mezara ve mezar taşına bakıp bu kadar büyük sayılar var mıydı ki diye hayret ediyordu.
Acının, bu acıdan başka girebileceği bir şekil var mıydı? Aynı soruyu ona doğrulttum. Hiç düşünmedi. Acının, dünyada girebileceği her şekil yetersiz kalır dedi.
-Ön Söz
İnsan nefes aldığından utanır mı hiç? Utanıyormuş.
Hayatımda eksiklik var, annem yok. Eksiklik var, babam yok. Eksiklik var; ablam, abim, kardeşim yok. Eksiklik var; bebeğim, eşim, komşularım, öğrencilerim yok. Ben neden bu kadar çok eksildim, şaşkınlık hissediyorum! Tüm ailemi yan yana toprağa vermek nasıl hissettiriyorsa öyle hissediyorum.
Reklam
493 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.