İlk defa 1994 yıllarıydı bu kitabı okuduğumda.O zamanlar okuduğum daha kısa ve özet diyebileceğimiz kadardı.Bu 870 küsur sayfalık kitabı okuduğum da gördüm ki boşuna okumuşum.İlk okumuş olduğum özet halindeki kitap daha sade ve güzeldi.Bu kitapta çok gereksiz ayrıntılara girilmiş.Şvaykın konuştukları da olmazsa okunur bir tarafı yok kısaca.Kitabı alıp okumayı düşünüyorsanız birkaç defa daha düşünüp araştırıp öyle okuyun.Benden bu kadar.. Saygılarımla
Zaman akışındaki kopukluklar nedeniyle beğenmediğim ve olayları birbirine bağlayamadığım için yarım bıraktığım bir kitap oldu bu. Nasıl bestseller e girmiş ve nasıl bu kitabın filmi çekilmiş anlayamıyorum gerçekten. Okuyucuyu koyduğu zaman aşımlarıyla hikayeye soğutmayı başaran yazar, nasıl bu kadar olumlu eleştiri alabilmiş merak ediyorum.
Bir Kayıkta Üç Kafadar'a sırf mizah başyapıtlarından biri olarak nitelendirildiği için merak ettiğimden ve The Guardian tarafından tüm zamanların en iyi yüz romanı listesinde yer aldığından başladım. Nedenlerim üzerinden başlayacak olursam, evet, gerçekten bir mizah başyapıtı olarak değerlendirilebilir. Tüm zamanların en iyi yüz kitabı olup