Bir insanın ef‟âli tebeddül edebilirse bunu malumatının tahavvülüne atf edip de ahlakına atfetmemek ne kadar mantıksızlık. Ahlakımız bizim ef‟âlimizde tezahür eder, mademki akli tekemmülât sayesinde ef‟alimizi tebdil edebiliyoruz; o hâlde ef‟âlimiz tebeddül etmiyor iddiası nerede kalır. Schopenhauer bir insanın ilelebed aynı ahlakta kalmış olduğunu, bir cömerdin hiçbir vakit hasislik ibraz etmediğini, bir hainin hiçbir vakit şefkat hissiyatı göstermediğini nerede görmüş? Eğer biz fezahatini gördüğümüz bir adama artık hiçbir zaman emniyet etmiyor isek, çocuklukta görülen ahlak ihtiyarlığa kadar hemen de aynı seviyede kalıyorsa, insanlar içinde fazilet ashabından ziyade redaet erbabı mevcut ise bu yalnız bir şeyi ispat eder: insanlar ahlaklarını tebeddüle çalışmıyorlar.