"Mutluyum diyemem, mutsuzum diyemem; senden, evden, çocuklardan şikayet edemem. Hepinize minnettarım. Bütün kabahat (varsa eğer) bende. Benim ipe-sapa gelmeyen mizacımda. Ben ne evimin ne işimin kadını olabildim. Hayattan ne istediğimi bilmiyorum. Bir yere ve bir kimseye bağlanamadan serseri mayın gibi sürükleniyorum. Bu tatsız bir şey ama kabul ettim. Gidiyorum, bakalım hangi kayalığa çarpıp batacağım. Sizi ararım. Çocukları da.
Ama görüşmeyelim n'olur. Bu hem beni hem sizi yorar, yaralar"
Gitti.