Sabahattin, tıpkı Kuyucaklı Yusuf'ta olduğu gibi "Candarma Bekir" isimli hikâyesinde de Anadolu'nun büyük meseleleri üzerine kafa yordu.
Niyeti, eşkıya adı konulup hapis damına atılan insanların kaderinin en baştan belli olduğunu gözler önüne sermekti.
İnsanları eşkıyalığa iten asıl nedenler toplumsal adaletsizlik, bozuk düzen, gücü elinde bulunduranların zorba davranışlarıydı. Gerçeği, örnekleriyle anlatmalıydı hikâyesinde Sabahattin.
Devletin egemenliğinin her yere ulaşamaması, neredeyse bütün yerleşimlerde yöresel güç odaklarının ortaya çıkmasına yol açıyor, bu da sonuçlarını insanların horlanması, aşağılanması, istismar edilmesi olarak veriyordu.
Sabahattin, Kuyucaklı Yusuf isimli romanında olduğu gibi "Candarma Bekir" isimli hikâyesinde de tam bir "toplumcu gerçekçi" yazar portresi çizecek, koca Nazım'ın ayak izlerini takip edecekti.
Herkes geldi. Ev sahibinin rica ettiği gibi sağlarına sollarına bakarak, biraz kontrollü gelmişlerdi.
Hepsi de dünyaya soldan bakan, ilerici insanlardı. Sabahattin'in "Sağınıza solunuza bakınarak gelin" demesinden ne kastettiğini gayet iyi kavramışlardı.
Son zamanlarda baskı hissediyordu ev sahibi üzerinde. Aslında hepsinde vardı biraz tedirginlik.
Milli Şef sadece ırkçıları değil, komünist, sosyalist kim olursa olsun herkesi kontrolü altında tutmak istiyordu.
Türkçesi, CHP rozeti taşıyanlar dışında kim varsa, farklı düşünüyor olmaktan dolayı üzerinde baskı hissediyordu.