Alıntı

Alıntı

74,9bin üye · 7,1bin yeni gönderi
Takip
Edebiyat eserlerinden veya diğer kaynaklardan yapılan alıntılar.
Din adına zulmedenlerin mantığını kabul edip, "biz hak yolunda olduğumuz için onlara zulmedebiliriz ancak onlar yanlış yolda oldukları için bize zulmedemezler" diyenler gibi olmak istemiyorsak, bize yapıldığı takdirde hoşumuza gitmeyecek bir ilkeyi sahiplenmemeliyiz.
Sayfa 109Kitabı okudu
İnsanın yapacaklarını kendisi değil de gelenekler belirliyorsa, insanın mutluluğunu sağlayacak en önemli unsur, yani bireysel özgürlük yok olmuş demektir.
Reklam
Bütün öğreticilerin, inananların kabul ettikleri doğruyu, duygu ve davranışlarını yönlendirecek şekilde hayatına işlemelerinin zorluğundan yakındıklarını ara ara duyuyoruz. İnancın, henüz var olma mücadelesi verdiği dönemlerde böyle güçlüklere rastlanmazdı. İnancında en zayıf olan kimseler bile uğrunda savaştıkları inancın ne olduğunu ve diğer inançlara göre ne gibi farklılıklar gösterdiğini bilirlerdi. Her inancın yaşadığı bu türden dönemlerde, inancın temel ilkelerini her şekilde anlayarak, bu ilkelerin önemini sorgulamış ve ona göre kabul etmiş olan, davranışlarını ve karakterini inancına göre düzenleyen çokça insana rastlanır. Ancak inanç ne zaman babadan oğula geçmeye başlarsa, aktif olarak değil de pasif olarak kabul edilirse; insanlar o inancı neden kabul ettiğini aktif bir şekilde sorgulamazsa işte o zaman inancın içi boşalmaya başlar ve sonunda insanoğlunun vicdanında bir mesele olmaktan çıkar. Bugünlerde de sıkça rastladığımız üzere, inanç zihnin dışında kalır ve bizi ilgilendiren meselelerde aklımızı kullanılmaz hale getirir. İnanç, artık sadece ondan vazgeçmememiz için uğraşır.
Günümüzde karşımıza çıkan yeniliklerden biriyse, kitlelerin fikirlerini devletten ya da kiliseden, bir liderden ya da kitaptan almamasıdır. Kitleler, kendileri gibi insanlar tarafından basın aracılığıyla yönetilmektedir. Bu durumdan yakınmıyorum. İnsanoğlu böyle aşağılık bir haldeyken, bundan daha iyi bir şeyin var olması da henüz mümkün değildir.
Her dönemin hâkim düşüncelerinden birçoğu, bir sonraki dönemde yanlış, hatta zaman zaman saçma olarak kabul edilmiştir. Bir zamanlar doğru olanı şimdi nasıl kabul etmiyorsak, ileride de bizim doğru gördüklerimiz yanlış kabul edilecektir.
Herhangi birinin özgürlüğüne, yalnızca "kişinin eylemleri sonucu oluşacak zararlardan kendini koruma" amaçlı müdahale edilebilir. Medeni toplumun herhangi bir üyesine yapılabilecek müdahalelerin tek geçerli gerekçesi "başkalarına zarar vermesini önlemektir". Bireye, kendi maddi ve manevi iyiliği için de olsa müdahale edilemez, buna dair gerekçe oluşturulamaz. Hiç kimsenin, bir diğerini iyiliği için, mutluluğu için, toplumun düşüncelerine uymadığı için bile olsa, o bireyi istemediği davranışlara zorlama hakkı yoktur. Bir kişiye akıl vermek, tavsiye vermek ya da davranışlarını değiştirmesi için ona karşı tavır takınmak bireyin özgürlüğüdür. Ancak ne zaman ki bir bireyin davranışları başka bir bireyi istemediği bir şeyi yapmaya itiyor, ona zarar veriyorsa bu durumda haksız bir müdahalede bulunuluyor demektir. Bir bireye, meşru bir şekilde müdahalede bulunulması için, o bireyin eylemlerinin başkalarına zarar veriyor olması gerekir. Bir kişinin topluma karşı sorumluluğu, davranışları başkasını etkilemeye başladığı anda ortaya çıkar. Birey, kendisinden başka kimseyi ilgilendirmeyen bütün konularda özgürdür kendi kendinin kralıdır.
Reklam
14 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.