a

Alman Edebiyatı

2 üye
Sobald du dir vertraust, sobald weißt du zu leben. -Kendine güvendiğin an, yaşamayı öğrendiğin andır.
Zwar weiß ich viel, doch möcht’ ich alles wissen. -Çok şey biliyorum gerçi ama her şeyi bilmek istiyorum.
Reklam
„Der Tod kann doch alle Sprachen, was denkst du denn! Muß er doch. Der kennt dir alle Wörter. Wenn der Tod redet, ist das, wie wenn du das größte Lexikon der Welt aufschlägst.“ - Ölümün tüm dilleri konuşabilmesi hakkında ne düşünebilirsin ki! Ki bunu yapmak zorunda. Ölüm, senin bildiğin her kelimeyi biliyor. Ölümün konuşması, dünyanın en büyük ansiklopedisini açmak gibi.
Und fragst du noch, warum dein Herz sich bang in deinem Busen klemmt? Warum ein unerklärter Schmerz dir alle Lebensregung hemmt? - Ve hala kalbinin neden göğsünde sıkıştığını soruyor musun? Neden açıklanamayan bir ağrı seni hayatının bütün canlılığından alıkoyuyor?
Es ist ungerecht, ohne jede Frage, aber wo bitte steht geschrieben, dass der Tod gerecht sein muss? -Bu haksızlık, buna hiç şüphe yok ama söyle lütfen, ölümün adil olması gerektiği nerede yazıyor?
"Allwissend bin ich nicht; doch viel ist mir bewusst." -Her şeyi bilmem, ama çoğu şeyin farkındayım.
Reklam
223 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.