"...
Öyle yıkma kendini,
Öyle mahzun, öyle garip...
Nerede olursan ol,
İçerde, dışarda, derste, sırada,
Yürü üstüne - üstüne,
Tükür yüzüne celladın,
Fırsatçının, fesatçının, hayının...
Dayan kitap ile
Dayan iş ile.
Tırnak ile, diş ile,
Umut ile, sevda ile, düş ile
Dayan rüsva etme beni.
Gör, nasıl yeniden yaratılırım,
Namuslu, genç ellerinle.
Kızlarım,
Oğullarım var gelecekte,
Herbiri vazgeçilmez cihan parçası.
Kaç bin yıllık hasretimin koncası,
Gözlerinden,
Gözlerinden öperim,
Bir umudum sende,
Anlıyor musun ?"
“Ben Anadolu'yum
Yıllar yılı susuz kaldım, yıllar yılı aç…
Şükrederek kalktığım sofralarımda
Ya soğan-ekmek bulunur, yahut bulamaç…
Hastalarım vardı ölüm yataklarında
Ne doktor yüzü gördüm ne ilaç
Devlet denince hep vergi geldi aklıma”