Auschwitz-Birkenau Toplama Kampı
"Birkenau'da neler olduğunu duydun mu?"
"Birkenau ne?" diye sordu Hans.
"Birkenau koca bir kamp," diye cevap verdi Eli. "Auschwitz tesisinin içinde bulunan bir bölüm. Tüm yaşlılar ve çocuklar buraya vardıklarında, banyo yapacakları söylenerek orada büyük bir odaya sokuluyor. Gerçekte gaz odası ve orada gaz verilerek öldürülüyorlar. Görünüşe göre sonrasında da yakılıyorlar…”
Sayfa 26Kitabı okudu
Ne müthiş bir şey bir nesneye bakıp onu güzel bulmak, sonra da üstünde düşünmek, onu kavrayıp aklında tutmak ...
Sayfa 29 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Bu kahrolası güzel kentte şöyle gönlümce konuşabileceğim hiç kimsem yok.
Sayfa 85
Kabuğumdan çıkmak istiyorum. Buna son defa ihtiyacım var. Sonra yeniden dönebilirim kabuğuma. Değişmiş olarak...
Sayfa 88 - Alfa YayınlarıKitabı okudu
En iyisi zamana bırakmak. Zamana, o geçmek bilmeyen ya da inadına göz açıp kapatıncaya değin ayların, yılların geçtiği zamana…
Sayfa 77 - Alfa YayınlarıKitabı okudu
Gönderilemeyen O Son Mektup:
“Orhan,
Cevapsız mektup yazmak çok garip oluyor. Geçen akşam seni rüyamda gördüm. Ankara’ya gitmişsin. Sana Dora iş bulmuş... Seni acaba Ankara'da mı diye düşündüm. Mektuptan herhalde benim çok sıkıntılı olduğumu anlamış- sındır. Elimden geldiği kadar muhite uymaya ve neşeli görünmeye çalışıyorum. Bu mektubuma cevap yaz. Yılbaşında tatil olursa Ankara'ya gitmeyi düşünüyorum. İstanbul'da sefil oluyorum. Yatağım gözümde tütüyor. Sen yakından bilirsin. Zaman zaman evden ne kadar sıkılırdım. İşte böyle, her şey tersine... Senin Ankara'ya gitmeye niyetin var mı? Tabii bütün bunlar şimdilik düşünülecek şeyler. Yılbaşına epey zaman var.
Bana çok ender mektup yazdığına göre uzun yaz. Ben sana cevap istediğim zaman bildiririm. Yeni şiirlerin varsa gönder. Şiire de hasret kaldım. Meğerse ihtiyaçmış. Mektubun taahhütlü olsun. Ne yapıyorsun? Nasıl vakit geçiriyorsun? Behzatları gördün mü? Herkese ayrı ayrı selam söyle. Sabahattin Bey'e, Mualla Hanım'a, Fuat Ömer'e. Velhasılıkelamı herkese. Dora Ankara'da mı? Bugün cumartesi. Mektepte benden başka kim- se yok. Çocuklar bahçede bir maç dinliyorlar, saat dört buçuk. Beş buçukta mütalaaya girecekler. Bugünlük kimse gelmezse onlara ben bakacağım. Ben yazacak bir şeyler bulamıyorum. Ancak kendimden bahsedebildim. O da hayli sıkıntılı iş.
Senden muhakkak mektup bekliyorum. Uzun olsun, baştan savma olmasın. Yeni şiirleri istiyorum. Gözlerini öperim.
Nahit”
Sayfa 165 - Edirne, 12 Kasım 1950 tarihinde Nahit Hanım’ın Orhan Veli’ye yazdığı ama onun ölümünden dolayı gönderemediği O Son Mektup…Kitabı okudu
"Keşke" nin sihiri... Keşke dediğimiz herkesi yanımıza çağırır...
...
Burada değilsin, keşke burada olabilseydin. Kimi kez, birbirimizden çok uzakta değilmişiz gibi bir duygu uyanıyor içimde.
...
Küçük heyecanlar hayatlarımızın büyük kaptanlarıdır ve hiç farkına varmadan dinleriz onları...
Sayfa 128 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Yıldızlı Gece'nin hayalleri doğarken...
Bir de yıldızlı bir gecede selvi ağaçları* yapmalıyım. Ya da olgunlaşmış mısır tarlaları üstünde yıldızlar... Burada harika geceler oluyor. Dur durak bilmeden yanıp tutuşurcasına çalışıyorum.
Arles, Nisan başı 1988
...
Ç.N: * Vincent bu konuyu ancak Saint-Remy’e gittiğinde, 1889 Haziran’ında işleyebilecekti, ama bu arada 1888 Eylül’ünde yıldızlı bir gökyüzü altında Rhone nehrinin resmini yaptı. Böylesi bir gökyüzü Tanrı’nın sonsuza dek evreni kollaması anlamına geliyordu onun için -burada herhalde Walt Whitman’ın şiirlerinden esinleniyordu; selviler ise, mezarlık ağaçları olduklarından, ölüm simgesiydiler.
...