ABD, Irak'taki savaşı sürdürmek için 87 milyar dolar harcarken, BM bunun yarısı kadar bir parayla yeryüzündeki herkese temiz su, yeterli besin, uygun sağlık koşulları ve temel eğitim sağlanabileceği görüşünü savunuyor.
Ayrıca üniversitedeki profesörlerimin makroekonominin gerçek doğasını anlamamış olduğunu da farkettim: Çoğu örnekte, bir ekonominin büyümesine yardımcı olmak, sadece piramitin tepesinde oturan az sayıda insanın daha da zengin olmasına yol açarken, diptekiler için onları daha da aşağıya itmenin ötesinde hiçbir şey yapmamaktadır... Profesörlerim arasında bunu bilen varsa da itiraf etmemişti; çünkü üniversiteler, büyük şirketler ve onları yönetenler tarafından finanse ediliyordu. Gerçeği ortaya çıkarmak büyük olasılıkla o profesörlerin işini kaybetmesine neden olurdu.
Senin işinin büyük bölümü, dünya liderlerini ABD'nin ticari çıkarlarını gözeten büyük bir ağın parçası olmaya teşvik etmek. Sonunda bu liderler sadakatlerini garanti edecek bir borç batağına saplanır. Sonra da onları politik, ekonomik ya da askeri ihtiyaçlarımız için ne zaman istersek kullanabiliriz. Karşılığında onlar da halklarına sanayi siteleri, elektrik santralleri ve havaalanları sağlayarak, politik durumlarını güçlendirir. Tüm bunlar olurken Amerikan mühendislik ve inşaat firmaları da inanılmaz derece zenginleşir.
Ressam Fahir Aksoy’a göre Nurullah Ataç, “platonik âşığın tekidir.”
Aksoy ve arkadaşları bir gün Ankara Kutlu’da otururlarken Ataç telaşla içeri girer. Hemen Orhan Veli’ye yönelerek, “Senden bir ricam olacak!” der ve ekler:
“Biraz tuhaf ama, ben bu yaşta âşık oldum. Kızın da bundan haberi yok, olmasını da istemem. Şimdi senden ricam, bu