a

Ankara - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

0 üye
Takip
Yakup Kadri'nin Okuduğum İlk Eseri
252 syf.
4/10 puan verdi
·
35 günde okudu
Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Yakup Kadri Karaosmanoğlu
bu eseri yazarken kendi anılarına çokça başvurup kendi subjektif gerçekliğini anlatmıştır. Yazar, romanda milli mücadele dönemini ve o dönemin aydınlarıyla Anadolu halkının yaşayış farkını
Ankara
AnkaraYakup Kadri Karaosmanoğlu · İletişim Yayınları · 20184,151 okunma
“Bütün lüksünüz, bütün danslarınız, çaylarınız, kahkahalarınız ruhunuzun sefaletini örtemiyor,” dedi. “ “Bazı siz gülerken, ben, hıçkırdığınızı hissediyorum.”
Sayfa 156 - Neşet Sabit·Kitabı okudu
Reklam
Zaman
“ Zaman, bir sel ise bunlardan bazılarını sürükleyecekti. Bir yel ise bunları devirecek, alt üst edecekti. Bir sinsi kurt ise bunları için için kemirip aşındıracaktı. Ama, işte, bunların hiçbiri olmamıştı. Şu halde, zaman mefhumunun hakikî manası, zamanın gerçek ölçüsü ne idi ? “
Sayfa 228 - İletişim Yayınları·Kitabı okudu
252 syf.
·
Puan vermedi
Bir yıldır Ahmet Nazif Bey evli olan Selma Hanım, kocası ile birlikte İstanbul'dan Ankara'ya taşınır. O dönemde milli mücadelenin kalbi haline gelen Ankara'da yaşamaya başlayan Selma Hanım, bu hareketli ve bir o kadar da yabancı şehirde kendi yerini bulmaya ve çevresine uyum sağlamaya çalışır. Ankara, Kurtuluş Savaşı öncesi, sırası ve sonrasında çeşitli evrelerden geçerek değişirken Selma Hanım'ın hayatında da değişiklikler meydana gelir.
Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Yakup Kadri Karaosmanoğlu
bu romanında milli mücadele dönemi ve sonrasının bir panoramasını çiziyor. 3 ana kısımdan oluşan roman boyunca doğu - batı çatışması ve yalnış batılılaşma konuları karakterler üzerinden ayrıntılı bir şekilde tartışılıyor. Örneğin romandaki Selma Hanım ve yazar Neşet Sabit Bey karakterleri, düşünce yapısı bakımından yazarı temsil ediyor. Yakup Kadri Karaosmanoğlu bu karakterler aracılığıyla dönemin hızla değişen toplumsal yaşantısına dair eleştiri ve gözlemlerini dile getiriyor. Eleştirel ve duygu yüklü kalemiyle okurlarına milli bir bilinç aşılamaya hedeflediği çok açık. Arapça ve Fransızca gibi yabancı dillerden dilimize geçmiş pek çok kelimeyi kullanan yazar, bazı kelimelerin anlamlarını köşeli parantezler ile açıklamış olsa da okurken anlamını bilmediğim eski Türkçe'ye ait pek çok kelimeye rastladım. Bu yüzden yazarın üslubu bana epey ağır geldi. Diğer yandan kitabın bölümlerinin fazla uzun olmaması merakımı perçinleyip okumaya devam etmemi kolaylaştırdı.
Ankara
AnkaraYakup Kadri Karaosmanoğlu · İletişim Yayınları · 20184,151 okunma