“Sınırda dört saat beklemek zorunda kaldık. İnsanı çileden çıkaran bir şey bu; Batı Avrupa’da tabelalarda lisan değişikliği yüzünden sınırların farkına varıyorsunuz. Ve trenler durmuyor...”
“Varşova kitap dolu, fiyatları da acayip bir şekilde ucuz. Çok rağbette olan bir yazar varsa o da Jack London. Halka açık okuma salonları var, sabahın saat sekizinden itibaren dolmaya başlıyor. Ama Polonyalılar burada oturmakla yetinmiyorlar, hayatın her bir boşluğunu okumayla dolduruyorlar. Tramvay beklemek ya da temel ihtiyaç maddelerini almak için girdikleri kuyruklarda - ki bunlar bütün gün sürüyor - Polonyalılar, biraz da huşu içinde denebilecek bir dalgınlıkla, kitap, gazete, dergi ve propaganda broşürleri okuyor...”
“Franz Kafka’nın kitapları Sovyetler Birliği’nde bulunmuyor. Onun zararlı bir metafiziğin havarisi olduğunu söylüyorlar. Yine de Kafka’nın, Stalin’i anlatan en iyi yazar olması mümkün...”