a
Anlatı
4 member · 2 new post390 syf.
10/10 puan verdi
Yalom'un Efsane Hayatı :)
Kitap Yalom'un kendi hayatını anlattığı bölümlerden oluşmaktadır. Çocukluğundan başlayarak yaşadıklarını içtenlikle anlatmış. Kitabı zamana yayarak ve sindirerek okudum. İçerik, ruh sağlığı uzmanları için daha fazla anlam ifade edecektir. Yazmış olduğu kitapların doğuş hikayeleri ve içerikleri de yer alıyor. Biraz spoiler gelebilir ama kitapların hikayesini bilmek daha derinlikli okuma yapmayı sağlayabilir. Yalom'un hayatına imrenmemek elde değil. Gerçekten hayatı dolu dolu yaşamış ve şanslı biri. Cesur, atılgan, çalışkan, dürüst gibi bir çok iyi özellik sayılabilir kendisi için. Ruh sağlığı uzmanları listesi yapacak olsam tahtı sallanmaz :) Okurken benim de kendi hayatımı sorguladığım, aile içi ilişkilerimizi düşündüğüm anlar oldu. Ayrıca mesleki kariyerimde yapabileceğim etkinlikler konusunda fikir verdi. Bu kitap ile ilgili tek pişmanlığım yıllar önce okumamış olmamdır. Kitaba ekleme yapmamı isteseler pek bir şey bulamam sanırım. Yalom'un diğer usta terapistlerle olan ilişkilerini görmek de keyif verici. (Rollo May, Carl Rogers, Victor Frankl vs.) Kendini yetiştirmek konusunda ilham verici bir hayat. Ara ara elime alıp tekrar göz atacağım. Özellikle ruh sağlığı uzmanlarına tavsiye ederim.
Tıp İşçisi
“Tıp eğitimini başarıyla bitirmiş ve bir süre stajyer olarak görev yapmak istemiş olmasına rağmen Moskova’nın ücra bir köyüne gönderilmiş, mesleğinde teorik açıdan üstün ancak pratikte zayıf bir gencin hastalarıyla ve kendiyle olan anılarını anlatır.” Anılardan oluşan bu roman 1926 ve 27 yıllarında Tıp İşçisi dergisinin farklı sayılarında tefrika edilmiş dokuz hikâyeden oluşur.
Devrim zamanı Rusya bu köyü her anlamda unutmuş… Genç doktorun tecrübesizliğine mizahi bakış açısı ve tecrübesizliğini sorgulaması, halkın batıl inançlarıyla (Bkz. kolay doğum yapması için rahme şeker koyulması) mücadelesi, gözümden yaş gelecek kadar gülmeme kalbimi sızlatacak kadar da hüzünlenmeme neden olmuştur. (Şaka şaka sızı filan olmadı Bugakov'a olan özlemimden oldu o sızı...)
Bulgakov Okuyorsunuz!
“At üstünde ıssız köy yollarından hiç geçmemiş birine anlatacak bir şeyim yok; ne de olsa anlamayacak bununla ilgili anlatacaklarımı. Geçene de hatırlatmayı hiç istemem.”
Daha girişte kendinizi tipinin ortasında buluyor ve üç kişilik dev ekibiyle (sağlık memuru, hemşireler) genç doktorun anılarında yaşıyorsunuz hikâyeler süresince…
Bulgakov’un kara mizah üslubu zifiri mısır karanlığından kurtulmanıza neden olabilir…
Duydum ki dizisini de çekmişler… Bilmem ki okumak kadar eğlenceli midir?
İyi okumalar
okurken çok eğlendim :)
Murat Menteş'in yazım tarzı Alper Canıgüz'ün yazım tarzına çok benziyor;
Kitabı okurken bir animasyon filmini izler gibi oldum, olay örgüsü ve yazıya aktarılış biçimi okuru satırlar arasında adım atarken heyecanlandırıyor.
Gizli Ajans ve Oğullar ve Rencide Ruhlar kitabını okuyanlar, Dublörün Dileması'nı okurken de aynı tadı alacaktır.
"Kitap Şuuru insanlık şuurudur."
Esenlikler, Oğuzhan Saygılı ve Kitap Şuuru gerek burada gerekse twitter’da fazlasıyla aşina olduğum olaylardı. Lakin eseriyle tanışma fırsatını bulamamıştım.
Kitaplarla söyleşi dört ana bölümden oluşuyor içerisinde ise kırk bir farklı kitap tahlilleri bulunmakta. Açıkça belirtmek gerekirse “sunuş” kısmının kıymetli hocamız İskender Öksüz Beğ
144 syf.
10/10 puan verdi
Bekir abiyi Gez-Göz-Arpacık programından beri takip ediyorum. Allah için çok da seviyor ve saygı duyuyorum kendisine. Onun samimiyetle insanlık için iyiliği istediğini de az çok biliyorum. Bu kitap da tam olarak bunun sonucunda çıkmış. Yazar olmak gibi bir iddiası yok. O sadece derdini anlatıp, belki birilerin kalbine dokunabilirim demiş. Yitirmekte olduğumuz değerlerimize, özellikle ahlaki değerlerimize ışık tutmaya çalışmış. Henüz çok da geç değilken, belki bir şeyleri kurtarabiliriz diye çabalamış. Bir çoğumuzun bildiği ama hayat meşgalesinde unutup es geçtiğimiz bazı gerçekleri hatırlatmış.
Kitapta kendi anılarına da yer vermiş, özellikle nenesi, dedesi ve Kâbe ile ilgili anlattıkları beni çok duygulandırdı. Uzun zamandır kitap okurken ağlamamıştım.
Kendisinin youtube kanalında her Cuma bir konuk ağırladığı, Peynir Gemisi isimli bir programı var. Öyle değerli isimler geliyor, öyle güzel sohbetler ediliyor ki, daha önce izlememiş olanlara tavsiye ederim.
Kanalın linkini de şöyle bırakayım: youtube.com/user/bekirdevel...
On Sözcükte Çin
yazarların kendine has bir uslubu bir tarzı vardır ve yazarlar yapıtlarını oluştururken kendi geçmiş yaşantılarından ve kendi bilinçlerinden acılarından yararlanırlar yu huada kendi coğrafyasını (çin'i ) anlatırken on sözcük seçmiş ve altını kendi yaşam izlenimleri ile doldurmuş. Bu onsözcükte isabetli toplumsal hafıza resmen Kitabın benim için ilginç olan yanı çin'e pek benzemiyoruz diye düşünürdüm ama kitabı okuduktan sonra geçmiş toplumsal süreçlerin benzediğini yakın tarihimizin birbirini andırdığı gördüm bence kitabın en güzel kısmı ve en çok alıntı yaptığım kısmı önsözü oldu. Çok samimi yazılmış önsöz en etkileyici kısmıda önsözü çok akıcı bir kitap kesinlikle tavsiye ederim
