Mesela, kız kardeşi Vecihe Hanım, "Alaturka bir boşanmadır. Harıl harıl Medeni Kanun çevirisi yapılıyor, gazetelerde haberleri yayımlanıyor ama Mustafa Kemal eski usul boşanıyor. Anlaşılan çok öfkelenmiş, imajını pek düşünmüyor. Halbuki dünya basını epey çalkalanır. Oysa Gazinin evliliği
... Latife eşinin tam da kendisinden beklediği gibi davrandı, tek tek herkesle ilgilendi, hepsini kendisine hayran bıraktı. Mustafa Kemal başkalarıyla konuşurken gözleriyle Latife'yi izliyordu. Gururluydu. Kadınların ayak basmadığı bir mecliste yeni bir sayfa açmıştı. "Türk kadını bugün sizin şahsınızda bir ihtilal yaptı" diye iltifatlara boğulan Latife, "Çok heyecanlandım paşam" demişti, " gerçek bir ihtilal meclisi gibi."
Soyadı kanunu çıktıktan sonra Latife teyzem ‘Türk’ veya babasının almak istediği ‘Uşşaklı’ soyadını istiyor. Kimse onaylamayınca evraklar Paşa’nın önüne geliyor. Paşa “Ne soyadı alıyorlar?” diyor. “Muammer Bey Uşşaklı soyadını alıyor.” diyorlar. Bu sefer “Latife hanım ne soyadını alıyor?” diye soruyor. “Efendim o da ya ‘Türk’ ya da babasının soyadını almak istiyor, onay veriyor musunuz?” diyorlar Paşa gülüyor ve diyor ki “Tamam, Muammer Bey ve ailesi Uşşaklı soyadını alabilir ama getirin Latife Hanım’ın kağıtlarını.” Getiriyorlar, Uşşaklı’nın üzerini çiziyor, kendi el yazısı ile Uşakki yazıyor. Ona ancak ‘Uşşaki’ soyadı yakışır.”demiş ve eklemiş “Bilir misiniz çocuklar Uşakki ne demek?” diye sormuş. “Âşıklardan gelen, demektir.” demiş.