a

Aylaklığın Felsefesi

0 üye
Takip
Hayata Tutamak
İnsanın bir tutamağı olmalı. -Anlamadım. -Tutamak sorunu dedim. Dünyada hepimiz sallantılı, korkuluksuz bir köprüde yürür gibiyiz. Tutunacak bir şey olmadı mı insan yuvarlanır. Tramvaylardaki tutamaklar gibi. Uzanır tutunurlar. Kimi zenginliğine tutunur, kimi müdürlüğüne, kimi işine, sanatına. Ben toplumdaki değerlerin ikiyüzlülüğünü, sahteliğini, gülünçlüğünü göreli beri, gülünç olmayan tek tutamağı arıyorum: Gerçek sevgiyi! Bir kadın.
Genellikle insanlar tarafından en çok arzulanan iki şeyden birincisi iktidar sahibi olmak, ikincisi de hayranlık uyandırmaktır.
Sayfa 33 - Cem Yayınevi·Kitabı okuyor
Reklam
Abartmasan :))
Flanör, ormanda yürür gibi yürür kentte, keşiflere açıktır. Yüzleri ve yerleri gözetleyerek, kişisel meraklarının peşinde, "asfaltta bitki toplar."
Sayfa 101 - Sel·Kitabı okudu
Flanör amatör bir sosyologtur, ama aynı zamanda potansiyel bir romancı, gazeteci, siyasetçi, bir anekdot tpplayıcıdır. Zihni her zaman uyanık ama gevşektir, hoş ve incelikli gözlemleri, mola verdiği bir kafede notlar almadıkça ve gözlemlerini profesyonelleştirmedikçe ya da suç ortaklığı yapan bir kulak yorumlarını dinlemedikçe çoğu zaman anında unutulur, kaybolur gider.
Sayfa 103 - Sel·Kitabı okudu
"Kent bize dünyanın yuvarlak olduğunu unutturur," diyor Pierre Sansot; toprağı, tepeleri, ormanları, tarlaları elimizden alır.
Sayfa 105 - Sel·Kitabı okudu
Bir kenti arşınlarken kendini keşfetmenin bir başka biçimi, gerçeküstücüler gibi sokaklarda rastgele, başıboş dolasmaktır. 60'lı yıllarda Sitüasyonistler rüzgârın götürdüğü yere gitme alışkanlığına tekrar sahip çıkarak bu tür yürüyüşleri "farklı ortamlardan alelacele kaçış tekniği" olarak tanımlanmışlardır.
Sayfa 101 - Sel·Kitabı okudu