Profil
Başka konularda olduğu gibi bu konuda da Mehmed Ali Paşa öncü olmuş, Sultan Mahmud da bir paşanın yaptığını, bir padişahın daha iyi yapabileceği ilkesinden hareketle onu izlemiştir.Mehmed Ali Paşa önce Fransızca, sonra da Arapça resmi gazete ile Sultan II. Mahmud ise Fransızca ve Türkçe bir gazete ile işe başladı. Ortadoğu’da yayınlanan gazeteler, uzun bir zaman yalnızca resmi gazeteler oldu. O zamanın bir makalesinde, “Gazetenin amacı hükümetin karar ve emirlerini halka bildirmektir.” sözleriyle anlatılan basının bu durumu ve işlevi, bölgede bugün de sürmektedir
- "Büyük Doğu nizamında, başta devlet reisliği, hiç bir makam ve fert, mevcut tenkit ve yerinde isnat hürriyetine karşı imtiyaz sahibi değildir..."
Sayfa 348 - Başyücelik Emirleri-Yine Basın, BÜYÜK DOĞU YayınlarıKitabı okudu
Reklam
- "Büyük Doğu nizamında basın, cemiyetinin ahlâk, edep ve terbiye kıstâslarına yüzde yüz mutabakatla mükelleftir. Hiçbir san’at bahanesi, bu ölçülerden en küçük inhirafı mazur gösteremez. Bir kadının dizini gösteren resimden fikirsiz herhangi bir sövme kelimesine kadar İslâmî ahlâk, edep ve terbiye dışı her şey şiddetle yasaktır. Fikir olunca da ayrıca sövmeye yer kalmayacağını tesbite değmez..."
Sayfa 348 - Başyücelik Emirleri-Yine Basın, BÜYÜK DOĞU YayınlarıKitabı okudu
- "Büyük Doğu nizamında basının vaziyeti, nur yuvası gözleri semaya doğru, HAK’tan bahseden Hazret-i Ömer’e boyuna ve her cümlesinde “Allahtan kork, yâ Ömer!” diye bağıran Müslümanınkine eşittir. Nasıl öbür sahabîler bu tekerlemeciyi susturmaya kalkışmışlar, Hazret-i Ömer de “bırakınız; bizim vazifemiz hakkı söylemeye çalışmak ve onunki bunları söylemektir!” demişse, bizim basınımızda HAK’ka bağlı ağacın kökü mahfuz ve müstesna, tatbikattaki her noktasını dilediği gibi tenkit etmekte her fert “nâmütenahî” hürdür..."
Sayfa 347 - Başyücelik Emirleri-Yine Basın, BÜYÜK DOĞU YayınlarıKitabı okudu
İSNAD ve İFTİRA...
- "Büyük Doğu nizamında hükûmet, tenkit ve teşhire tâbi tutulmak bakımından, en hakîr fertten daha zaiftir ve ispat edilmek şartıyla her isnada açık hedeftir. Şu var ki, isnadını ispat edemeyen, aynı isnadın veya iftiranın gerektirdiği cezaya uğrar..."
Sayfa 347 - Başyücelik Emirleri-Yine Basın, BÜYÜK DOĞU YayınlarıKitabı okudu
- "Bunun, yani kök inanışın dışında, dallara, yapraklara ve meyvelere ait her tenkit, ne kadar ağır ve acı olursa olsun, hürdür ve hiçbir takibe uğrayamaz!"
Sayfa 347 - Başyücelik Emirleri-Yine Basın, BÜYÜK DOĞU YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İSTİHFAF ve HAKARET...
- "İma ve cinas yoluyla da olsa, cemiyetin bağlı olduğu mukaddesat bütününe karşı her istihfaf ve hakaret onu yapanın cemiyet içinde barındırılmamasını gerektiren bir sebeptir; ve bu barındırılmayış, suç sahibinin bir daha o suçu işlemeyecek hale getirilmesinden başka bir şey değildir..."
Sayfa 346 - Başyücelik Emirleri-Yine Basın, BÜYÜK DOĞU YayınlarıKitabı okudu
BEDEL...
- "Kalbinde kötülük olan ve onu içinde zaptedemeyerek dışarıya atan her fert, bu fiilini serbestçe yerine getirebilir ve neticede cezasına razı olur. Nasıl ki, herkes, dilediğini öldürmekte, hiçbir fiilî mâni ile engellenmiş değil, fakat neticede cezasına katlanma durumundadır..."
Sayfa 346 - Başyücelik Emirleri-Yine Basın, BÜYÜK DOĞU YayınlarıKitabı okudu
Sansür...
- "Büyük Doğu nizamında, sözü ağıza tıkamak, fikri vicdana hapsetmek, kalblerde mevcut bir kötülüğü göre göre dışarıya çıkmaktan alıkoymak diye tarif edilebilecek (sansür)den eser yoktur. Büyük Doğu nizamında (sansür) mânevîdir ve kişinin kendi kendisine tatbik etmesi gereken bir zabıtadır..."
Sayfa 346 - Başyücelik Emirleri-Yine Basın, BÜYÜK DOĞU YayınlarıKitabı okudu
MUKADDES ÖLÇÜLER...
- "Büyük Doğu nizamında, gazetesi, dergisi, kitabı ve her şeyiyle basın, üstün insanın hak ve hakikatle kayıtlı olmasındaki hikmete uygun olarak, cemiyetçe inanılan ve bağlanılan mukaddes ölçüler tarafından kelepçelidir..."
Sayfa 346 - Başyücelik Emirleri-Yine Basın, BÜYÜK DOĞU YayınlarıKitabı okudu
33 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.