Çocuklarına âşık, kocalarını taparcasına seven kadınlardı onlar; bireysel anlamda kendilerini yok etmeyi, kanatlanarak çocuklarına hizmet eden melekler olup çıkmayı ayrıcalık sayıyorlardı.
Dans ederken de olabildiğince büyüleyici görunmeye ve en güzel olduguna inandikları yerlerini en çekici bicimde göstermeye yemin etmis gibiydiler kadınlar.
İşve kendisine neredeyse tamamen yabancıydı.
...dikkatlerini çekmek için cilve yapmak, kendini göstermek için kadınsı ayartmalara kalkışmak asla aklından geçmezdi.
‘Derin acıları olan bir kadını sevmek, kadının takati yetmeyince,kolları ayakları tutmayıp da düştüğü o karanlık cehenneme, bir mabede girer gibi huşu ve sükût içinde yürümektir.’