Seidė Kurdî ji ber mucadeleya xwe ya heqdar a hemberî "Dewra Îstibdade" (Dewra Abdulhamide II) hate avêtin bi hebisxane û tîmarxaneyê. Heçî dewra C mhûrêyetê ye, nefi (sirgûn) û zindan wek du şopgerê beeman her daîm li dû wî bûn. Heyata wî ya nefiye (sirgûnê) rastî tarîxeke manîdar tê. Ev dîrok ew sal in ku hereketa Şêx Seîd hê nû destpê kiriye û berdewam e. Kifş e ku ihtimala beşdariya wî jî ya li hereketê, sergerdeyên cumhuriyeta ciwan veciniqandiye ku wî jî tevlî qurbanên tehcîrê (koçberkirinê) dikin.
Bediüzzaman'da İttihad-ı İslam düşüncesi; Müslüman olmayan milletlerle hukuksal eşitlik temelinde siyasal beraberlik ve özgürlük tanımaktadır. Kendisine yöneltilen, "Gayr-ı Müslimlerle nasıl eşit olacağız?" sorusuna; "müsavat ise fazilet ve şerefte değildir, hukuktadır. Hukukta ise şah ve geda birdir" derken, "Şimdi Ermeniler kaymakam ve vali oluyorlar nasıl olur?" Sorusuna ise; "saatçi ve süpürgeci oldukları gibi," diyerek verdiği cevaplar onun siyasal özgürlüklere yaklaşımını gösterir. "Anâsır-i gayrimüslimeyi de ittihad-ı İsevi ve Museviye teşebbüslerine teşviktir. Bu ise, taassubla ve iftirakla meşrutiyete darbe olmaz mı?" sorusuna verdiği; "Zarar yoktur, onlar da yapsınlar." gibi cevaplar Said-i Kürdi'nin azınlıkların kamusal ve dini özgürlüklerine dair hukuksal vizyonunu yansıtmaktadır. Bu vizyon müslümanların önüne; istibdattan kurtuluş ve kendi aralarındaki uzlaşı ile beraber gayr-i müslimlere de uzanan barış eli misyonuyla hareket etme görevi çıkarmaktadır.