Umutsuzluğun karanlık gölgesi bazen yoğun bir sis gibi sadece kendi acımın değil, karşımdakinin dertlerinin de farkına varmak demektir. Bu farkındalık bana insanlığın ortak kırılganlığını ve birbirimize olan bağımlılığımızı hatırlatıyor. Bu karanlık sisin içinde kaybolmak yerine umut ışığını arayıp beslemeyi seçiyorum ki, umutsuzluğun ortasında sıkışıp kaldığımda bile umut kırıntıları bulabileyim. Belki bu kırıntılar en ufak bir kıvılcım olarak başlıyor ama onları beslersem, içimi aydınlatan, bana hayatta kalmam için ihtiyacım olan güç ve cesareti veren bir meşaleye dönüşebilirler.