Profil
Hayatta idealize ettikleri başarıyı yakalayamayan bireyler bu başarıyı elde etmiş kişilerle özdeşi kurarak bu kaygıyı aşmaya çalışır. Bu davranışlar bireyin öz düzenlemeye dayalı sentezleri değil, tersine bilişsel bir süzgeçten geçmemiş eğreti duran taklitlerine dayanır.
Ruhu bitap düşmüş acizin ne işi olur yıldızlı gök altında salınmaktan?
Reklam
Bir şeyin en iyisini, en güzelini, en doğrusunu, en görkemlisini, en faydalısını, en hayırlısını, en eşsizini ve en en olanını... Vs. seçmekten evlâ bir bilgi var: "Bize ait olanı seçebilmenin bilgisi" Bize ait olanı seçmeyi bilmenin bilgisi. Kendine dair bilmeklerin en âlâsı.
“Bir kimse derin bir anlam duygusu bulamadığında kendini haz ile oyalar.” diyor Viktor Frankl. Ruhunu tatmin ve teskin edecek güçlü bir anlamdan yoksun her insanın azgın haz arayışları bundan. Kana kana içilen ama daha da hararetlendiren kirli bir deniz suyu gibi tıpkı.
“Solgun krallar gördüm, Prensler, savaşçılar… Ölüm solgunluğuydu hepsinin yüzündeki. Haykırarak dediler ki: Merhametsiz güzel bayan, esir etti seni.” Merhametsiz Güzel Bayan | “La Belle Dame Sans Merci” | Dicksee
Descartes "İyi kitaplar okumak, geçmiş yüzyılların en seçkin insanlarıyla sohbet etmek gibidir" derken ne kadar haklıydı. "Berbat bir şimdi"nin en güzel tesellisi güzel bir kitapla sohbet etmeye gitmek... Üstelik bambaşka yüzyıllara 📖
Reklam
"Yarıda kalan kitaplar"a benziyor bazı insanlar. Okumaya değer ama okumaya vaktin yok. Tam arzu ettiğin gibi ama okumaya takatin yok. Faydalı ama okumaya tutkun yok. Bitmesin diye tadımlık okunanlar var bir de. Ve zamanla kitaplığın tozlu rafında unutulanlar öylece...
Bir adam öldü diye pulluklar durmaz!
• Brueghel | İkarus’un Düşüşü Sırasında Bir Manzara Bence tabloyu kıymetli yapan tablonun ana karakteri İkarus'un neredeyse görünmüyor oluşu. ikarus, tablonun sağ alt köşesinde suya batmış vaziyettedir. Tabloda İkarus'a ait sadece çırpınan bir çift bacak görüyoruz. Tablonun merkezinde ise gündelik telaşelerine devam eden çiftçiler var. Brueghel bu tablosunda aynı zamanda bir adam öldü diye pulluklar durmaz atasözüne atıfta bulunuyor. M. Cevdet Anday bu tabloyu şöyle şiirleştiriyor: “Çift sürüyordu bir köylü iki büklüm Kalkmak üzereydi ak bir gemi limandan Denize düşeni kimse görmedi. Herkes işinde gücündeydi Ve acı çekmeği unuttum.”
İçimdeki acı boşluğu yaşamak istediğim anların fotoğraflarıyla dolduruyorum. 💙
Bu kısım bana ‘Human’ belgeselini hatırlattı. Her şarta rağmen yaşamak! • youtu.be/SeNpni_Ty0M?si=... • “ey gün, uyan, zerreler dans ediyor. bütün evren dans ediyor, mutluluktan perişan olmuş ruhlar dans ediyor. kulağına danslarının onları nereye götürdüğünü söyleyeceğim, havadaki ve çöldeki bütün zerreler iyi bilin, onlar sanki deliler her bir zerre mutlu ya da mahzûn hakkında hiçbir şey söylenmeyen güneşe tutulurlar.”
Gökçen

Gökçen

@lPuduhepa
·
17 September 2023 12:00
“İdam mahkumunun biri ölümünden bir saat önce, yüksek bir dağın tepesinde, ancak iki ayağının sığabileceği kadar daracık bir yerde yaşaması gerekse, çevresindeyse uçurumlar, okyanuslar, sonsuz karanlıklar, fırtınalar ve sonsuz bir yalnızlık olsa, yine de o bir avuç yerde ömrü boyunca, binlerce yıl, sonsuza dek yaşamanın, o anda ölmeye yeğleyeceğini söylemiş. Yeterki yaşasın! Yalnızca yaşasın! Aman Tanrım, bu nasıl gerçek böyle!“
Sayfa 195
22 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.