Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
“Canım ister yaparım, başarmak isterim başarırım, kimseye hesap vermem, siz o bizim boynumuza geçirdiğinizi düşündüğünüz tasmaları kendi boynunuza geçirin ki, belki bir ihtimal doğru yoldan yürümeyi becerebilirsiniz o zaman. Sizin düşünceleriniz ne söylüyorsa doğru o değil aaa günaydın bu arada sanırım kabullenmek istemediğiniz gerçeklerden bahsediyor bazı kendini bilmezler değil mi? (: Utanç içinde yaşamaktan, birileri sürekli bir yerlerine gözlerini dikmesin diye kaldı ki gökyüzüne öyle bakmışlığı yoktur o birilerinin, kendini ve bedenini sakınmaktan yorulmuşluk diye bir şey bilir misin sen? Yok pek sanmıyorum çünkü hiç çekinmeden pis, kıllı ve şekilsiz vücutlarınızı açarken sizi taciz etmeyişimizin sebebi bu çirkinliğiniz sanıyorsanız sanmayın, çünkü biz karşımızdakine “insan”mış gibi bakıyoruz! Kadının en güzel özelliği budur beyler hiç kusura bakmayın, sizin için asla bir şey yapmayız, ne yapıyorsak “kendimiz” istiyoruz diye yapıyoruz uyanın. Ama işte sizin karar mekanizmanız kadar ucuz olamıyor bizim isteklerimiz (neyse ki) ancak maalesef işte tam da bu sebeple her koşulda sizden önemsiz konumdayız. Yaptıklarınızı, yapmadıklarınızdan daha da önemlisi zaten yapmanız gerekenlerden çok sayıyorsunuz. Bu yüzden bu derece egosantrik yaratıklarsınız. Dilerim soyunuzun devamı sizin gibi cahil ve bağnazlar sürüsüyle dolup taşmasın!…” 𓆰 ben’den 14.10.2021 23:12
“Yokluğun nesi anlatılırdı bilmiyorum belki senelerdir susup sonunda anlatmaya çalıştığım şeyin olmayışıydı kalemin önüne görünmez bir duvar çeken. Duvarlar kalemle yıkılmıyordu tarih ilk örnek olarak çıkarıyordu bunu karşımıza. Biraz vahşilik, biraz barbarlık, biraz açgözlülük, belki biraz riya bunlardan eminim ama biraz mı asıl söylemek
Reklam
“Şimdi ben ruhumdan uzak yalnız kendini düşünmeyi becerebilmiş bir bencillikle yaşamımı sürdürürken kaybolmamı kolaylaştıran tek yolla uzaklaşıyorum; duyduğum, hissettiğim, seni hiç rahatsız etmeyen aksine çok sevdiğin küçük sarı tüylerimi diken diken eden her şeyden koşarak uzaklaşma arzusu, yapabileceğimin en iyisi ya da yalnızca gördüğüm en iyi seçenek, iki türlü de burdayım işte. Aklımın başımda oluşundan şüpheli, ayaktayken rüyada olduğumun yanılsamasıyla, boşalttığım iki organımda ağırladığım tek misafirle yaşıyorum. Sakın asma suratını, benim halimden memnunluğumu anlayamayacak biri tüm varlığı boyunca hiç kimseyi, hiçbir şeyi; hiç sevmemiş demektir dolayısıyla lütfen üzülme, bir an bile beni sevmemiş olduğun ihtimali tüm bu kimisine katlanılmaz gelen banaysa yalnızca yoğun ve onların aksine beni mutlu kılan duygu birikiminden daha çok zorlayacaktır beni emin ol sevgilim.” ❥ ben’den 29/05/2021 01:11
“Derin bir nefes al dedi doktor Ne zaman almadım ki diye düşündüm Uzun bir aradan sonra sımsıkı sarılırken Kolunun hemen altında uzanırken Seninle sevişirken Tek yaptığım şeydi bu zaten Aksini söylemeliydi doktorlar Ruh sağlığın için nefes alma. Alırsan unutamazsın Unutamazsan Takılırsın Düşersin Kaç basamak atlarsa atlasın bedenin Sen zemine çakıldığın o acıyla hatırlarsın Aldığın derin nefesleri. Alma Takılma Düşme Çünkü asıl unutmaman gereken şey Onun o lanet kokusu değil, “unutma’nın un ufak etmekten geldiği” olmalı.” ben’den 19/10/2021 00:19
“Bak bak bir şey söyleyeceğim belki türlü türlü insan var doğrudur evet ama ben iki türlüsünde takılıp kalmışım sanki ya dost görüp yan çizenler ya rengini belli edip şerefsizleşenler. Bir denklem olsanız ve biz sizi çözene kadar çabalasak da bitse bu işkence. Hayat böyle olduğundan daha zor çünkü. Sevginin saygının en kolay en bedava oluşu değil miydi mevzumuz? Niye geri ödemeli kredi almışsınız da faiziyle ödemenin acısını bize yansıtıp duruyorsunuz, anlamıyorum.” 18/11/2021 03:39
“Seni sevmediğim tartışmasını yapıyorduk kendimle… ‘Seviyorsun, sevmesen üzmezdin kendini bu kadar,’ dedi bana. ‘Sevmiyorum üzüntümün sebebi o değil onsuzluk,’ dedim. ‘Ne farkı var?’ dedi. ‘Onunla olsam onu sevebilirdim ama hiç onunla olmadım ki sevebileyim.’ O ana kadar “-ebilmek” gözüme hiç bu kadar, çaba harcasam bile başaramayacağım bir fiil gibi görünmemişti.” 20/11/2021 02/07
Reklam
“Bir farklılığın olmadığının farkına iyice varılıyor zamanla. Yapmaya çalışılanın daha iyisini yapmışlar ya da yapıyorlar. İsteklerinin tıpatıp aynısını daha önce birileri zaten istemiş, başarmış yahut istiyor ve çabalamakta hâlihazırda. Üretmek iyi ve güzel de kimse sorgulayamıyor bunu peydahlayan anayı el birliğiyle öldürürlerken. İnsanım, yaşama hakkım olduğu kadar insanca yaşamalıyım ki üreten yanımı besleyen sütü veren ana mutlu olsun, hayal gücüme dokunamazsın diyemiyor kimse. Hepimiz birer oyduk, eyvallah… Sonra birer koyun olduk, ona da eyvallah… Peki biz şimdi neyiz? Kullanılmış birer prezervatif? Tekrar kullanılamayacak? Öldürdünüz pis spermlerinizle tutunma ihtimalimizi.” 08/12/2021 00:16
“Düşüncesizlikleri plastik bir kaydıraktan çarpan elektrik gibiydi kısa ve ani bir acıyla arayı kapayıp üstüne fark atan bir mutluluktu. Zamanla öğreniyordu çünkü insan, çok sürmeyecek kaydırağın sonundaki kumda gülümsecekti elbet.” 11/12/2021 02:54
“Bu nasıl bir dünyaydı böyle? Dünya mıydı kabus mu? İnsan insanı sevmeyi bırakmış, anneler onca zahmete katlandıkları çocuklarını korumaktan aciz, babalar desen tutunan döllerine bile mendille silinip atılmış muamelesi yapar olmuş. Kalemi tutan elim mi bu kadar negatif bütünüm mü belli belirsiz. Uyanmak istiyordum ama yaptığım hareketler bile aslında yapılmamışların hanesine bir çizgi oluşturuyordu çünkü hâlâ karşı koyduğumu sandığım zorbalıkla aynı kabusu paylaşıyordum. Her gece, her gündüz alışmıştık birbirimize o beni haklayacaktı güya, ben onu… bir bakıma skor ona yazıldı gerçi, çünkü alışmıştık dediğim an vazgeçmiştim savaştan. Savaşmayı bıraktım belki ama inanmayı bırakmıyor kolay kolay insan. Nerden geldiği belirlenememiş ama çok güçlü bir kaynaktan aktığı aşikar bir şelale gibi umut doluyordu göğsüme. Negatifliğim şahlanıyordu “olur şey mi şimdi bu tezat.” İnanıyordu çünkü siyah ya da beyaza ortası olamazdı. Ve belki de yoktu gerçekten ortası. Hem olsaydı bunca ağırlığın altında kalmış gibi hisseder miydi insan?” 11/12/2021 04:26
“Hiç bilmediğin bir kokuyu anımsarsın, öyle durup dururken ansızın seni gafil avlayacak en uygun anda sızlatır burnunu. Belki saatlerce kafa yorup nereye, kime veya neye ait olduğunu bilmediğin bu kokuyu düşünüp gereksiz bir çabayla bir bir öldürüp üst üste gömdüğün saatlerin ardından hocanın arkasında durup sahte bir üzüntüyle üç kere helal olsun’u patlatırsın. Herkes dağıldığında hala orada çakılı kaldığını fark ettiğin zaman başlıyor asıl davan; ‘niye kopamıyorum?’ Kalbinin mumunu henüz söndürmemiş saatler için değil, o saatlerin niye seni kokuna kavuşturmadığına yas tutuyorsun çünkü hâlâ. Ama aslında vazgeçmek diye bir kelime var sözlükte. Senin sözlüğünse hatalı basım birkaç şey eksik içinde, en nihayetinde o da insan yapımı sonuçta. Hatırlarsan gebelikten dünyanın tüm gelmiş geçmiş icatlarına kadar da; bu dışı deri içi ruhsuz kemiklerin istek ve arzularından geçiş izni verilmiş eserlerdi bunlar. Kendi hatalı basımını unutmadan ama aynı zamanda bir eser olduğunu da atlamadan bir cambaz inceliğiyle durup dikilmelisin artık ölü saatlerinin başında.” 13/12/2021 03:05
225 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.