b

Bilim Teknoloji Mühendislik

3 üye
Obezite
İnsanların yüzde 39'unun (1,9 milyar insan) fazla kilolu, yüzde 13'ünün de (600 milyon insan) obez olduğu tahmin edilmektedir. Buna karşılık, dünyanın sadece yüzde 9 kadarı normalden zayıftır. Vücut kitle endeksi (BMI - Body Mass Index) 25'in üzerinde olan bir vücut fazla kilolu kabul edilir (18,5'in altında olan vücut zayıftır). BM'de vücudun ağırlığı boyuyla karşılaştırılır. (Hesaplama, kilogram cinsinden ağırlığın metre cinsinden boyun karesine bölünmesiyle yapılır.) BMI, yapıyı dikkate almamakla eleştirilse de ağırlıkla ilişkili sağlık sorunlarının iyi bir göstergesidir: 30'un üzerindeyse vücut obez, 40 ve üzeriyse morbid obezdir. Obezite, önlenebilir ölümlerin en önde gelen nedenidir, çünkü obez insanların tip 2 diyabet veya kalp damar hastalıkları yaşama olasılığı çok yüksektir. Bunlar bir araya gelerek metabolik sendrom adı verilen bir sorunlar kompleksi yaratır. Vücuda eklenen ağırlık ayrıca eklemlere zarar verir ve artrite yol açar. Obezite sürekli fazla yemeden kaynaklanır. Tedavilerde, gıda alımını sınırlamak için diyetin yanı sıra sıklıkla cerrahi müdahalelere başvurulur.
Sayfa 363 - Kronik KitapKitabı okudu
Hastalık ve Tıp
İnsan vücudu kendi kendini düzenleyen, kendini savunan ve kendi kendini iyileştiren bir sistemdir. Ama bazen biraz yardıma ihtiyacı olur. Tıp bilimi, sağlığın korunması için vücut adına müdahalelerde bulunmayı amaçlar. Bunu yapmak için doktorlar birtakım semptomları ipucu olarak kullanarak sorunu teşhis ederler. Tedavi, vücuttaki bir süreci bloke eden veya hızlandıran kimyasal bir ilacın verilmesi, vücudun sorunlu bir kısmının alındığı veya onarıldığı cerrahi bir prosedürün uygulanması veya iyileşmeyi hızlandırmak için vücudun manipüle edilmesi olabilir. Tip biliminin kökleri, hastalığın vücut sistemindeki bir dengesizlikten kaynaklandığı ve bunun tedaviyle giderilmeye çalışıldığı Antik Yunan uygarlığına dayanmaktadır. Modern tıp da benzer bir yaklaşımı benimser ve sıvı seviyelerini, vücut ısısını enflamasyonu ve kan kaybını güvenli parametreler içinde tutmayı amaçlar. Çoğu hastalık kendi kendini sınırlayıcıdır, bu nedenle tedaviler, bağışıklık sistemi görevini yaparken acıyı hafifletmeyi amaçlar. Daha ciddi hastalıklarda, tedavinin faydaları ile vücuda verilen zararın karşılıklı tartıldığı daha kapsamlı müdahaleler gerekir.
Sayfa 365 - Kronik KitapKitabı okudu
Reklam
Kalp Hastalığı
Bu hastalık grubu dünyada önde gelen ölüm nedeni olmakla beraber Afrika'da daha az yaygındır. Daha doğru adıyla kardiyovasküler hastalık, vücut kitle endeksi yüksek kişilerle yakından ilişkili olsa da onlarla sınırlı değildir. Bu hastalığa ateroskleroz, yani "damar kalınlaşması" neden olur. Bu durum, atardamarların iç duvarlarında yağ birikmesi sonucu damarların hacminin azalmasıdır. Ateroskleroz sigara içmek, hareket eksikliği, fazla yağlı beslenme ve yüksek tansiyondan kaynaklanır. Birçok vakada, bu faktörlerin çoğu veya tamamı mevcuttur. Ateroskleroz birçok soruna neden olur ve bu nedenle farklı şekillerde öldürür. Kalbe giden kan akışını kısıtlayarak kalp krizine neden olabilir. Aortun şişmesine ve yırtılmasına neden olabilir, bu da kan akışında feci bir düşüşle sonuçlanabilir. Kalınlaşan atardamarlar beyne giden kan akışını durdurarak felce (inme) neden olur, bu da beynin bir kısmının ölmesiyle sonuçlanır. Kardiyovasküler hastalıktan kaynaklanan ölümlerin yaklaşık yüzde 90'ı sağlıklı beslenme ve düzenli egzersizle önlenebilir özelliktedir.
Sayfa 380 - Kronik KitapKitabı okudu
KANSER
İnsanların yüzde 30 ila 50'sinin, hayatlarının bir noktasında kansere yakalanacağı tahmin edilmektedir. Kanser tek bir hastalık değil, farklı organlara ve vücut sistemlerine saldıran birkaç düzine hastalıktır. Kanser, büyümeyi kontrol eden genlerdeki bir bozukluktur ve yaşlı insanlarda daha yaygındır. Kanserlerin günümüzdeki yaygınlığı, muhtemelen insanların artık daha ileri yaşlara kadar yaşamasından kaynaklanmaktadır. Bununla birlikte kanserlerin yüzde 90'ı kimyasallara maruz kalma, kötü beslenme, radyasyon ve enfeksiyonlarla bağlantılıdır. Tütün kanserlerin yüzde 22'sine neden olurken, obezite yüzde 10'u ile bağlantılıdır ve enfeksiyonlar da buna benzer bir oranda kansere neden olmaktadır. Kanser, vücudun bir bölümünün kontrolsüz büyümesidir. Vücudun buna karşı birkaç savunma yöntemi olsa da, böyle bir olay meydana geldiğinde anormal hücrelerden oluşan bir kitle (tümör) gelişir. Tümör büyüdükçe organların, sinirlerin ve kan akışının işleyişini bozar. Ayrıca etrafına saçtığı hücreler başka tümörler oluşturur. Tedavi için tümör hücrelerini öldüren hedefe yönelik ilaçlar, ameliyat veya radyasyon gibi yollara başvurulur.
Sayfa 376 - Kronik KitapKitabı okudu
Mikrop Teorisi
Yüzyıllar boyunca hastalıkların nedenleri pek çok farklı şekilde açıklandı. İlkel uygarlıklar bunu iblisler tarafından ele geçirilmeye bağladı. Evrenin tamamen ateş, hava, su ve topraktan oluştuğuna inanılan Antik Yunan'da, bunlara karşılık gelen dört sıvı veya "mizaç"taki dengesizlik hastalıkların nedeni olarak görülüyordu. Romalı hekimler ise hastalığı miazma veya "kötü hava" ile yayılan bir şey olarak tanımladılar. Miazma, 19. yüzyıla kadar en geçerli teori olarak kaldı. 1854'te John Snow, koleranın kirli suyla bağlantılı olduğuna dair kesin kanıtlar sundu. Birkaç yıl sonra Louis Pasteur, çıplak gözle görülemeyen ama hemen hemen her yerde bulunan mikroorganizmaların gıdaların bozulmasına ve bulaşıcı hastalıklara nasıl sebep olduğunu gösteren bir dizi deney gerçekleştirdi. Mikropların keşfedilmesi, tıp mesleğinde ve toplumun genelinde hijyenin rolü bakımından bir devrim yarattı. Sonraki onlarca yılda cerrahide aseptik (mikropsuz) koşullar sağlandı, ayrıca antiseptikler ve antibiyotikler geliştirildi.
Sayfa 366 - Kronik KitapKitabı okudu
Enfeksiyon
Bulaşıcı (yani "kaptığımız") hastalıklar, patojen adı verilen bir yaşam formundan kaynaklanır. Bir patojen için vücut, gelişip çoğalmak için elverişli bir yaşam alanıdır. Bu istilaya verilen tepkide, bağışıklık sistemi istilacılardan kurtulmaya çalışırken ateş yükselir ve patojenin kazara veya kasıtlı eylemlerinin neden olduğu başka semptomlar belirir. Dört ana patojen sınıfı vardır. En büyüğü, sindirim sisteminde veya kanda parazit olarak yaşayabildiği gibi organlara, deriye ve kaslara da yerleşebilen, çoğu solucan olan çok hücreli hayvanlardır. Sıtma, uyku hastalığı gibi hastalıklara amipler ve silyalılar gibi tek hücreli mikroorganizmalar neden olur. Bu patojenler bizim gibi karmaşık hücrelere sahiptir. Bakteriler en iyi bilinen patojenlerdir, ama çoğu zararsızdır ve hatta çoğu zaman bizim için faydalıdır. Basit hücre yapısına sahiptirler. Son olarak, grip, suçiçeği gibi en yaygın hastalıklar virüsler tarafından yayılır. Bir virüs, kendisinin binlerce kopyasını üretmek üzere bir insan hücresine ait mekanizmayı ele geçirir.
Sayfa 368 - Kronik KitapKitabı okudu
Reklam
927 öğeden 991 ile 927 arasındakiler gösteriliyor.