b

Binnur Şafak Nigiz

Kendi kadınını öldüren bir iblis, bir şeytanı kendi kadını yapabilecek kadar günahsız bir cehennemdi.
Sesindeki esrar, bir sır değil gerçek bir uyuşturucuydu.
Sayfa 129 - Dokuz YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Hissetmek, dokunmanın çok daha ötesinde bir eylemdi.
Sayfa 131 - Dokuz YayınlarıKitabı okuyor
Kemirgen bir his boğazıma parmaklarını sapladığında, nefretin pusulası, geçmişin bıraktığı çamurlu ayak izlerinin öncülüğünü yapıyordu. Ben nefret etmek nedir bilmeyen o küçük kızdım ve şimdi, nefret o çamurlu ayaklarıyla ruhumda izlerini bırakıyordu.
Sayfa 104 - Dokuz YayınlarıKitabı okuyor
Onun gözleri gece yarısı okyanusu gibiydi, dibinde neler olduğunu gece bile bilmiyordu, gece bile siyahını onun dibine ulaştıramıyordu çünkü okyanusun dibi zaten zifir gibiydi.
Sayfa 181 - Dokuz YayınlarıKitabı okuyor
Bana işlediği en büyük suç, en affedilmez günahmışım gibi baktı ama aynı zamanda bu günahı işlemeye muhtaçtı.
Sayfa 133 - Dokuz YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
"Kalbimdeki, belki de içimdeki bu sıcak soğuk dengesini bir türlü kuramıyorum Karan." Derin bir nefes aldım, kokusu ciğerlerimi doldurup ruhumu neşterledi. "Soğuk bir bardak gibiyim ben. Bir gün cidden o kahve içime dökülürken dayanamayıp çatlayacağım. İnsanlar ise sadece o küçük çıt sesini duyacak." "Çatla," dedi aniden. "Ben o bardağın ağzımı parçalayacağını bilsem, dudaklarıma yaslarım."
Sayfa 170 - Dokuz YayınlarıKitabı okuyor
"Kaç kez battım dibe inan hatırlayamıyorum artık," dedi, sesi solgundu. "Ama bildiğim bir şey var ise, o da dibin sonu yok." "Dibin sonu yok." diye onayladım onu, ceplerime doldurduğum hayal kırıklıklarını avuçlayarak.
Sayfa 168 - Dokuz YayınlarıKitabı okuyor
Sen bu kalbi hiç sevmedin baba ama bu kalp seni çok yakından tanıyor. Sen bu ruhu hiç görmedin anne ama bu ruhun çatlaklarından senin sanatının siyah boyası akıyor. Ellerinizde bir çocukluk, yetişkinliğimizi şekillendiren... Bizi neden sevmediniz?
Sayfa 175 - Dokuz YayınlarıKitabı okuyor
Kalbim daima kanla beslenen bir sülüğün dişlerinin arasındaydı. Hislerimden akan kanla beslenerek gittikçe irileşen bu sülüğün ismi acıydı. Zihnim ise, bir şeytanın boynuzları kadar sivri dikenlere sahipti ve düşüncelerimi sakladığım deriyi delerek, fikirlerimin kanını akıtmaktan hoşlanırdı. Biri kurban, biri katil olan bu iki şeyi yan yana düşüren Karan Çakıl'ın varlığıydı. Kalbim kurbandı. Zihnim katil. Ya da yıllarca bir katili kurban sanmış, bir kurbanı katil bilmiştim. Belki de gerçek katil benim kalbimdi.
Sayfa 153 - Dokuz YayınlarıKitabı okuyor
444 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.