Kendimizi bu yeni biçimsizliklere uydurmaya çalışıyoruz ve yapabildiğimiz şey (o da becerebilirsek), ancak başımızı suyun üzerinde tutmak oluyor. Aslına bakarsanız, erkeklerin “dünyaya katılma” tecrübeleri, dünyayı böyle biçimsiz hale getirdi. Toplumu toplum yapan şeyin ne olduğuna dair verdikleri cevaplar hep yanlıştı. Leviathanmış, ayakkabıcıyla fırıncının işbölümüymüş, totemmiş (yoksa suç ortaklığı mı demeli?).