Rilke için, sosyal hayatın getirdiği sınırlamalar ve kurallar aslında pek bir önem taşımaz. Rilke evlenmiş ama normal bir birliktelik yaşamamış, hiçbir zaman bir aile babası kimliğine sahip olmamıştır. Her türlü sahiplenme duygusundan uzak durmuş, hiçbir zaman bir ülkeye, bir kişiye, bir eve, bir eşyaya bağlanmamış kendisine ait değil bir evi, bir masası, bir sandalyesi bile olmamıştır.
Özgürlüğü en son noktada yaşamış bir insandır.
Bağlı kaldığı, sadık kaldığı ve her şeyin üstünde tuttuğu
tek değer "sanat"tır.