b

Biyografi Söyleşi Röportaj

0 üye
418 syf.
·
Puan vermedi
Söyleşi konusunu seçtim ama felsefe kitabı olarak okunmalı
Bu kitap insanların karşıdakini severek anlatacaklarının etki gücünün sınırının olmadığını gösteriyor. İki insanın önce birbirini severek konuşmaya başlaması, konuşmanın ilerleyişini çok değiştiriyor. Günümüzün en büyük problemlerinden biri de herkesin karşıdakini tartışmada yenecek bir rakip olarak görmesi. Bölünmeler ve fikir ayrılıkları burada başlıyor. Evet, fikir çeşitliliği güzeldir, fayda sağlar ancak bunun tek yolu karşıdakinin de insan olduğunu unutmamak ve ona sadece insan olduğu için bile sevgiyle yaklaşmaktır. Kitabın içerisindeki bir hikaye tüm kitabın özeti niteliğinde ve bu hikayeye kendi internet sitemde yayınladığım "Pazar Hikayeleri" köşesinde yer verdim: adamakilli.org/guc Üstadın, gücün ne olduğunu anlattığı bu hikayeyi aynı sene içerisinde talebelerimle Moda'da yürürken girmek üzere olduğumuz bir sarhoş kavgası ile de bizzat yaşamış olmak ve onlara uygulamalı göstermek kitabın bendeki lezzetini arttırdı.
Savaşçı
SavaşçıDoğan Cüceloğlu · Sistem Yayıncılık · 200110,1bin okunma
Bir nasihat...
“Lütfen; sabah kahvaltı veremeyeceğiniz, akşam masal anlatıp öpemeyeceğiniz çocuğu dünyaya getirmeyin. Çünkü sevgi başka bir şey. Uğraşmak istiyor. Sevgi için ‘vakit’ vereceksin, parayla olmuyor...”
Sayfa 478Kitabı okudu
Reklam
Rum vs Roma...
“Türkler ülkelerini ‘Rum ülkesi’, ‘iklim-i Rum’ gibi Rumi olarak adlandırmışlardır. Osmanlı Padişahı da kendisine ‘Rum Kayzeri’ diyordu. Fatih Sultan Mehmet’in unvanı da bu yüzden ‘Kayzer-i Rum’ idi. Yine aynı şekilde ‘Rum Ortodoks Kilisesi’ kavramını kullanıyordu. Bu Batılıların tercüme ettikleri gibi Yunan değil, ‘Roma Ortodoks Kilisesi’ demek. ‘Roma’ başka bir şey çünkü. Adam ‘Rum’ dediği zaman, bütün o kiliseye tabi milletleri anlıyor. Etnisite mühim değil çünkü...”
Sayfa 343Kitabı okudu
İstanbul’un mezar taşları...
“Mesela bir mezar taşı okursan, çok şey öğrenirsin İstanbul’da. İki örnek vereyim; İstanbul’da çok mezar taşı okudum ve ‘İslambol’ (İslam şehri) tabirinin geçtiğini ve 18. asırda mezar taşlarında ‘İslambol’ tabirinin çok kullanıldığını gördüm. Bir başka örnek: Cerrahpaşa Camii’nin haziresindeki bir mezar taşında ‘mahalle kethüdası’ denilmiş. Halbuki Osmanlı’da ‘mahalle kethüdası’ diye bir memuriyet bilinmiyordu...”
Sayfa 280Kitabı okudu
Evliya Çelebi eleştirisi...
“Türkler, ‘seyahat edebiyatı’ olan insanlar değil. Evliya Çelebi’nin çocukları bunlar. Ama o Evliya Çelebi’nin ne halefi var, ne selefi.. Çok acı. O kadar muhteşem bir Seyahatname yazan adamın ne evveli var, ne aharı var. Çok tatsız bir durum, değil mi?...”
Sayfa 275Kitabı okudu
VENİCE...
“Çok kişi için ‘gondol ve müzik’ olan Venedik, aslında yeryüzünde ‘devletin en güzel heykelleştiği’ bir coğrafyadır...”
Sayfa 278Kitabı okudu
Reklam
223 öğeden 211 ile 220 arasındakiler gösteriliyor.