Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Biyografi Tarih Bilim-Teknoloji-Mühendislik

Profil
Dünya devletleri barış içinde yaşamayı öğrenmeli. Savaş dünyanın sonunu getiriyor. Bununa acısını tüm dünya insanları çekecek. -J. Robert Oppenheimer
Sayfa 111 - Kara KargaKitabı okudu
Devlet bir arada yaşamanın gereksinimlerini karşılar. Devlet toplumsal bir varlıktır. Devleti toplumdan, toplumu devletten ayrı düşünemeyiz. Birbirlerini tamamlarlar. Devlet olmadığında bir arada yaşamak zorlaşır. Toplum, devlet kurma ihtiyacından ortaya çıkmıştır. Önce toplum inşa edilmiştir ardından da devlet. Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus şudur: Sağlıklı bir toplum ve düzenli bir şehrin oluşabilmesi için öncelikle sağlıklı ve ahlaklı bir devletin olması gerekmektedir. Devlet dediğimiz yapı, güç ve ahlak ile meydana gelmiştir. Sağlıklı ve düzenli yaşam alanlarının oluşabilmesi için de güç ne kadar zorunluysa, ahlak da bir o kadar zorunludur.
Sayfa 100 - Kara KargaKitabı okudu
Reklam
Ahlaki olarak doğru ve yanlışı eylemi birbirinden ayırabilen bir öğrencinin yargılama yetenekleri de gelişmektedir. Yargılama yeteneği sağlıklı olan bir birey ise toplum için faydalı bir birey olacaktır. Doğru ve yanlışı ayıramayan, karşısındaki insana empati duyamayan, olayları ahlaki olarak yargılayamayan bireyler, kötücül bireylerdir. Bu yüzden ahlaki eğitimin önemi insanlığın geleceği için önemli bir meseledir.
Sayfa 79 - Kara KargaKitabı okudu
Savaşların yıkımı nasıl insanı tahrip ediyorsa, ahlakın da yıkımı insana dair her şeyi tahrip etmektedir. -J.Robert Oppenheimer-
Sayfa 77 - Kara KargaKitabı okudu
Çocukluğumda kimse beni hayattaki acı verici şeylere hazırlamadı. Hiç bir zorluk görmedim. Sonra büyük buhran başladı, milyonlarca insan işsiz ve aç bir şekilde kıvranıyordu. Ben böyle bir dünya düzenini kabul etmiyorum. Hep bunun nedenlerini arayıp bulmak istedim
Sayfa 63 - Kara KargaKitabı okudu
İnsan, ancak eğitim yoluyla insan olmakta ve diğer canlılardan farkını ortaya koymaktadır. İnsan doğuştan bir takım yeteneklerin hammaddesiyle doğmaktadır. Hammaddelerin işlenmesi, yani gelişimi ve sürekli yeni bir form kazanması ancak eğitim yoluyla gerçekleşmektedir. Ne var ki eğitim, insanın kendi başına gerçekleştireceği bir şey değildir. Eğitimin belli kurumlar aracığıyla gerçekleştirilmesi gerekir. Çağımızın en önemli konulardan biri, hem kendisini hem de içinde yaşadığı toplumu geliştirecek olan insanın eğitimi problemidir. Verilen eğitimin niteliği çok önemlidir. Problemli bir eğitim kişinin ileride toplumsal çözümlere karşı vereceği tepki ve çözüm yollarını da kapatmaktır.
Sayfa 63 - Kara KargaKitabı okudu
Reklam
Fizikçiler her yeniliğe ilgi duyarlar. Deney yapmayı severler ve düşünceleri değişime sürekli açıktır. Bilimde olduğu gibi politika da sürekli fikirleri değişir.
Sayfa 50 - Kara KargaKitabı okudu
Bilim ve teknoloji pek çok problemimizi çözerken bazı problemlerimizi daha da çözünmez hale getirmiş, hatta yeni sorunlara neden olmuş, daha da önemlisi her yeni teknoloji, önceki teknolojinin sorunların biraz daha karmaşık yeni bir teknolojiyle çözümlemeye çalıştığı için bu süreç bizleri sorunun asıl kaynağından uzaklaştırmıştır.
Sayfa 45 - Kara KargaKitabı okudu
Oppenheimer ''Maddi ilerleyiş manevi ilerleyişi sekteye uğratabilir'' derken tam da bunu kastetmiştir. İnsan madde alanında gelişirken mana alanında hızlı bir şekilde geriye giderek karanlığın çoğalmasına sebep olmaktadır. Günümüzde, bilim ışığında teknolojik gelişmelere bakıp insanı ele aldığımızda, bu durumun net bir çözümü veya insanın kurtuluşu da gözükmemektedir. Çünkü her türlü teknolojik gelişmenin, insanlık için olduğu lanse edilmekte, sonrasında insana vereceği yıkım hesap edilmemektedir.
Sayfa 44 - Kara KargaKitabı okudu
İnsan, bilimi nasıl kullanıyorsa sonucunu da öyle alıyordur. Toplumun makinelerle ve araçlarla kuşatıldığı makine çağının sonucu insanın nesnenin egemenliğine girmesi olmuştur. Elimizden düşürmediğimiz telefonlar, sürekli bir tüketim arzusu ve eşyaya olan düşkünlük insanın kendi özünde uzaklaşıp robotlaşmasına sebep olmaktadır. Makinelerin yol açtığı bu çağ, insanın mülkiyet anlayışını da bireyselleştirmiş ve toplumsal yaşam gittikçe içinden çıkılmaz bir hal almıştır. Bilimin yol açtığı teknolojik gelişmelerin arasına sıkışan insan kendini zayıf, güvensiz, güçsüz hissetmeye başlayarak kendisi ile amansız bir savaşa iletilmiştir. Bu da bir anlamda bireyin hiçlik duygusuyla çevrelenmesine sebep olmaktadır.
Sayfa 43 - Kara KargaKitabı okudu
50 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.