Profil
Epigenetik...
"... Epigenetiğin, genetiğin çekirdeğini (santral dogma) geri dönüşsüz şekilde yerinden oynattığı ve bu sarsılmanın yeni bir biyolojik açıklama modelini hızla ete kemiğe büründürdüğü ortak kabuller arasındadır. Zira tarih bir geri dönüşsüzlükler sahnesidir; bir șey bir kez var olduktan sonra varolmamış gibi hareket edilememektedir." -Esra Kartal Soysal, Gen Ötesi- İnsan Sonrası/Epigenetik Felsefesine Giriş, Ketebe Yayınevi, syf: 20
Epigenetik ve Bütünleyici bir Biyoloji Tasarımı...
"Özellikle çevreyle etkileşimin kritik rolüne yaptığı vurguyla epigenetik, gen ve genetik merkezli biyolojiyi paradigma içi revizyonlardan öte köklü bir dönüşüme zorlamakta; kültür/çevre etkisini hesaba katan; "gelişim" olgusunu ve "etkileşim ağlarını (networks of interactions) merkeze alan; indirgemeciliği "karmaşıklık", "beliriverme" ve "çoklu-gerçeklenebilirlik" benzeri fenomenlenlerden hareketle açıklamaya çalışan daha bütünlemeci bir biyoloji tasarımı önermektedir." -Esra Kartal Soysal, Gen Ötesi- İnsan Sonrası/Epigenetik Felsefesine Giriş, Ketebe Yayınevi, syf: 21-22
Reklam
Fizikokimyasal süreçlere indirgenmeye çalışılan canlılık fenomeni...
"Epigenetik paradigma... Bütünlemeci perspektiften biyolojik gerçekliği, doğa-kültür, determinizm-indeterminizm, indirgemecilik-bütünlemecilik gibi kartezyen tasniflerle açıklamaktan kaçınan epigenetik, modern çağda pozitivist eğilimler ve genetiğin etkisiyle fizikokimyasal süreçlere indirgenmeye çalışılan canlılık fenomenini, "epigenez", "bütünlük", "özgür irade", "kültür" benzeri geleneksel kavramları güncelleyerek yenilemiş; "çevre" (environment), "etkileşim (interaction/interplay), "düzenleme" (regulation) benzeri kavramlara da kendine has anlam örüntüleri giydirmiştir." -Esra Kartal Soysal, Gen Ötesi- İnsan Sonrası/Epigenetik Felsefesine Giriş, Ketebe Yayınevi, syf: 22
Bütünleşik bir bilim ve Biyoloji...
"İnanıyorum ki bütünleşik bir bilim (unification of science) ancak bilimin kavramlarını genişletme irademize bağlı olarak, ona sadece fiziksel bilimlerin kavramları ve ilkelerini değil, biyolojik bilimlerinkini de dahil etmekle mümkün olacaktır. Böyle bir yeni bilim felsefesi ciddi oranda genişletilmiş -biyopopülasyon, teleonomi, program türünden kavramları içeren- bir kavram dağarcığına ihtiyaç duyacaktır. Yeni bilim felsefesi, stokastik (olasılıkçı) süreçlerin daha geniş bir tanımı, sebep ve sonuçların çoğulculuğu, doğanın hiyerarşik organizasyonları, daha yüksek seviyelerde beklenmedik niteliklerin belirivermesi, karmaşık sistemlerin iç uyumu benzeri klasik bilim felsefesinde bulunmayan veya göz ardı edilen daha birçok kavramın lehine, katı özcülük ve determinizme olan sadakatinden vazgeçmek zorundadır." (Ernst Mayr) -Esra Kartal Soysal, Gen Ötesi- İnsan Sonrası/Epigenetik Felsefesine Giriş, Ketebe Yayınevi, syf: 23
Biyolojik sistem indirgemeye direnen...
"... Biyolojik sistemlerin tarihsel, teleolojik (amaç) ve indirgemeye direnen doğaları onları fizik sistemlerden ayırmaktadır... Özetle biyolojinin biricikliği, ele aldığı nesnenin yapısından yani yaşam fenomeninin kendine has özelliklerinden kaynaklanmaktadır. Biyolojinin nesnesi tarihsel, çevreyle etkileşim içinde ve -her ne kadar bu amaç rastlantısal da olsa türün devamı gibi bir amaçla motive edilmek bakımından- amaç yönelimli belirmektedir." -Esra Kartal Soysal, Gen Ötesi- İnsan Sonrası/Epigenetik Felsefesine Giriş, Ketebe Yayınevi, syf: 24
Aristoteles ve Canlılık...
"Aristoteles biyolojisinde canlıyı öteki varlıklardan ayıran en temel ölçü onun üreme istidadıdır/yeteneğidir." -Esra Kartal Soysal, Gen Ötesi- İnsan Sonrası/Epigenetik Felsefesine Giriş, Ketebe Yayınevi, syf: 70
Reklam
Genetik ve Epigenetik...
"Genetik paradigma evreni daha ziyade sabitlik itibarıyla gören Parmenides-Platon çizgisinin, epigenetik paradigma değişim itibarıyla gören Herakleitos- Aristoteles çizgisinin devamı gibidir." -Esra Kartal Soysal, Gen Ötesi- İnsan Sonrası/Epigenetik Felsefesine Giriş, Ketebe Yayınevi, syf: 70
Epigenetik, biyolojik birimlerin etraflarıyla etkileşim halinde işlenebilir.
"Klasik düşüncede ve genetik paradigmada insan bedeninin sınırları sabitken, epigenetiğe göre insan bedeni gözenekli (porous) ve geçirgen (permneable); değişken ve plastiktir. "Normal" insan bedeni yoktur. Epigenetik paradigma beden içindeki genlere tek başına form ve işlevi belirleme rolü vermemekte, ancak bedenle bütünleşen çevrenin biyolojik ve sosyal bir varlık olan insanı oluşturmadaki öneminin altını çizmektedir. Bununla birlikte, hücresel çevrenin kendisi bedenin içinden ve dışından çeşitli etkilere maruz kaldığından epigenetik, biyolojik birimlerin etraflarıyla etkileşim halinde işlenebilir (malleable) olduğunu ileri sürmektedir. Bu değişimin sınırları ise hâlâ muğlak olduğundan genetik paradigmadan epigenetiğe geçiş, farklılık (difference), belirsizlik (uncertainty) ve belirlenemezlik (indeterminacy) ile yaşamayı öğrenme dönemidir." -Esra Kartal Soysal, Gen Ötesi- İnsan Sonrası/Epigenetik Felsefesine Giriş, Ketebe Yayınevi, syf: 284
Bireyden ziyade popülasyon terimleriyle düşünmek esastır.
"Modern senteze göre evrim, bir gen havuzu içinde nesilden nesle aktarılan genlerin frekansında meydana gelen değişimdir. Doğal seçilim, mutasyon, rekombinasyon, rastgele genetik sürüklenme, gen akışı/göçü olmak üzere beş temel evrim mekanizması bu değişime tesir etmektedir. Gen havuzu tüm bu mekanizmaların etkileșimiyle değişime uğramaktadır. Fakat bu mekanizmalar içinde "doğal seçilim", modern sentezci evrim görüşünün merkezî kavramıdır. Modern sentezin evrimi kademelidir (gradual). Türler arasındaki süreksizlikler, kademeli olarak coğrafi ayrılma veya neslin tükenmesi argümanlarıyla açıklanmaktadır. Bireyden ziyade popülasyon terimleriyle düşünmek esastır." -Esra Kartal Soysal, Gen Ötesi- İnsan Sonrası/Epigenetik Felsefesine Giriş, Ketebe Yayınevi, syf: 76
Santral Dogma nedir ve Proteinler DNA'yı etkiler mi?
"Santral dogmaya göre proteinlerde gerçekleşen bir değişimin geni etkilemesi ve değiştirmesi [yani çift yönlü akış] imkansızdır... Genetik paradigma fenotipin genotipi etkileyemeceği varsayımına dayanmaktadır. [Ancak... ] (1985'lerden sonra DNA'dan kodlanan proteinlerin de geri dönüşümlü olarak DNA üzerinde olumlu veya olumsuz yönde etki yapabileceği tespit edilmiştir." -Esra Kartal Soysal, Gen Ötesi- İnsan Sonrası/Epigenetik Felsefesine Giriş, Ketebe Yayınevi, syf: 84-86
42 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.