b

Biyoloji Felsefesi

0 üye
Epigenetik... Lamarkcı kalıtımın haklılığını gösterir mi?
"Çevreyi hesaba katılması gereken bir güç olarak kurgulamasıyla epigenetik çalışmaların, kendi evrim tezinde "çevre" etkisini kuvvetle vurgulayan Lamarck'tan ilham aldığını söylemek mümkündür. Ancak Lamarck ne çevre etkisini ve edinilmiş özelliklerin kalıtımı hipotezini ortaya koyan ilk ve tek kişidir ne de bu hipotez için bir mekanizma önerebilmiştir. Bugün elde epigenetik modifikasyonların nesiller arası aktarımı için inkâr edilemez kanıtların olması, Lamarkcı kalıtımın haklılığını gösterir mi? Lamarck'in mirasının epigenetik paradigmaya köken olabileceği varsayımina, esasında yeni bir formda doğmanın -düşünce tarihindeki birçok örnek gibi- ötesinde bir üstünlük atfedilemez. Öte yandan Lamarkçlık kavramının, ortodoks Darvinci düşüncede ve genetik paradigmada neredeyse yasaklanması ya da bir çeşit alay konusu olması da kabul edilir değildir." -Esra Kartal Soysal, Gen Ötesi- İnsan Sonrası/Epigenetik Felsefesine Giriş, Ketebe Yayınevi, syf: 130
Bireyden ziyade popülasyon terimleriyle düşünmek esastır.
"Modern senteze göre evrim, bir gen havuzu içinde nesilden nesle aktarılan genlerin frekansında meydana gelen değişimdir. Doğal seçilim, mutasyon, rekombinasyon, rastgele genetik sürüklenme, gen akışı/göçü olmak üzere beş temel evrim mekanizması bu değişime tesir etmektedir. Gen havuzu tüm bu mekanizmaların etkileșimiyle değişime uğramaktadır. Fakat bu mekanizmalar içinde "doğal seçilim", modern sentezci evrim görüşünün merkezî kavramıdır. Modern sentezin evrimi kademelidir (gradual). Türler arasındaki süreksizlikler, kademeli olarak coğrafi ayrılma veya neslin tükenmesi argümanlarıyla açıklanmaktadır. Bireyden ziyade popülasyon terimleriyle düşünmek esastır." -Esra Kartal Soysal, Gen Ötesi- İnsan Sonrası/Epigenetik Felsefesine Giriş, Ketebe Yayınevi, syf: 76
Reklam
Bütünleşik bir bilim ve Biyoloji...
"İnanıyorum ki bütünleşik bir bilim (unification of science) ancak bilimin kavramlarını genişletme irademize bağlı olarak, ona sadece fiziksel bilimlerin kavramları ve ilkelerini değil, biyolojik bilimlerinkini de dahil etmekle mümkün olacaktır. Böyle bir yeni bilim felsefesi ciddi oranda genişletilmiş -biyopopülasyon, teleonomi, program türünden kavramları içeren- bir kavram dağarcığına ihtiyaç duyacaktır. Yeni bilim felsefesi, stokastik (olasılıkçı) süreçlerin daha geniş bir tanımı, sebep ve sonuçların çoğulculuğu, doğanın hiyerarşik organizasyonları, daha yüksek seviyelerde beklenmedik niteliklerin belirivermesi, karmaşık sistemlerin iç uyumu benzeri klasik bilim felsefesinde bulunmayan veya göz ardı edilen daha birçok kavramın lehine, katı özcülük ve determinizme olan sadakatinden vazgeçmek zorundadır." (Ernst Mayr) -Esra Kartal Soysal, Gen Ötesi- İnsan Sonrası/Epigenetik Felsefesine Giriş, Ketebe Yayınevi, syf: 23
Biyolojik sistem indirgemeye direnen...
"... Biyolojik sistemlerin tarihsel, teleolojik (amaç) ve indirgemeye direnen doğaları onları fizik sistemlerden ayırmaktadır... Özetle biyolojinin biricikliği, ele aldığı nesnenin yapısından yani yaşam fenomeninin kendine has özelliklerinden kaynaklanmaktadır. Biyolojinin nesnesi tarihsel, çevreyle etkileşim içinde ve -her ne kadar bu amaç rastlantısal da olsa türün devamı gibi bir amaçla motive edilmek bakımından- amaç yönelimli belirmektedir." -Esra Kartal Soysal, Gen Ötesi- İnsan Sonrası/Epigenetik Felsefesine Giriş, Ketebe Yayınevi, syf: 24
Kapasitelerin açığa çıkması çevreyle etkileşime geçmekle mümkündür.
“Bugün tabula rasa fikri yerini, beynin, büyük çoğunluğu insan türüne özgü olan, uyum saglamaya son derece yatkın bilişsel yapılarla dolu, parçalı bir organ oldugu görüşüne bırakmıştır. Doğuştan gelen türe özgü biliş biçimleri ve biçimlere verilen türe özgü duygusal tepkiler vardır. Kapasitelerin açığa çıkması çevreyle etkileşime geçmekle mümkündür; ancak bunların geliştirilme imkanları ve nasıl geliştirileceklerine yönelik yöntemler doğuştan programlanmıştır.” -Esra Kartal Soysal, Gen Ötesi- İnsan Sonrası/Epigenetik Felsefesine Giriş, Ketebe Yayınevi, syf: 215-216
Nazici öjeni ve Evrimsel Psikoloji...
"Nazici öjeniye göre ise biyoloji kaderdir ve Darvinci doğal seçilim mantığından hareketle uygun olmayanların elenmesine ve uygun olanların da hayatta kalarak üremesine izin verilmelidir. Nazilerin temel hedefi insanlığın alt insana doğru bozulmasını önlemek ve evrimini ileri doğru, yani üst insana doğru desteklemektir. Sosyobiyoloji ve evrimsel psikoloji de öjeni, ırkçılık ve milliyetçi şovenizmi desteklemekle itham edilmiş, II. Dünya Savaşi'ndaki hezimetle itibar kaybına uğramıştır. 1970'lerde, genetiği davranışla ilişkilendiren teoriler sayesinde sosyobiyoloji ve evrimsel psikoloji yeniden canlanmaya başlamıştır." -Esra Kartal Soysal, Gen Ötesi- İnsan Sonrası/Epigenetik Felsefesine Giriş, Ketebe Yayınevi, syf: 203
Reklam
35 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.