c

Canan Tan

0 üye
·
Puan vermedi
Tacettin.. Tek bir fotoğrafa bakıp gözyaşı dökmek onlarla konuşup,sarılmak için gece olsun diye saatleri sayan adam. Beni en çok etkileyen şeylerden birisi şu oldu; Uzaktalar birbirlerinden hem de çok arada hasret var,özlem var. Evet belki yolları ayrıldı ama kalpleri ayrılmadı ki Patrika'nın annesinin baskılarına rağmen vazgeçmemişti sevdasından Tacettin. Biricik Anasını dahi karşısına almıştı bu yüzden kitapta bir çok yer o kadar güzel ve özeldi ki hiç bitmesin istedim. Misal; Tacettin'in gelip çocuğunun kulağına ismini okumasını istemesi,Patrika ve Ali oradan gittiklerinde bile ondan vazgecmemesi. Baktığı her yerde Patrikayı gördü Tacettin,dokunmaya çalıştı ona,normalde sarilamadığından daha sıkı sıkı sarılmaya çalıştı olmadı,beceremedi... Ama kitabın son bölümünde Ali'nin gerçekleri öğrenmesi ve her şeyi göze alarak babasının yanına gitmesi Tacettin'in o anki duyguları,en sonda Fatiş Hatun'un ölümü her biri en derinden etkiledi beni...
Hasret
HasretCanan Tan · Doğan Kitap · 20197,3bin okunma
Duymadı yada umursamadı Esma. Hapishane raconu böyleydi. Herkesin derdi kendineydi burada...
Sayfa 155 - EsmaKitabı okuyor
Reklam
Ne benim sözüm geçer bu iklimde Ne de senin Böyle gelmiş böyle gider Son söz TÖRE'nin!
295 syf.
·
Puan vermedi
·
31 saatte okudu
Canan Tan'la ilk tanışma kitabım Pembe ve Yusuf oldu. Dili çok akıcı, sürükleyici bir kitap.           Birbirlerine sıkı sıkı bağlı iki kardeşin, Pembe ve Yusuf'un hüzünlü hikayesi. Şu mantığı hiç anlamadım ve anlamayacağım da; kız çocuk erkek çocuk ayrımı yapanlar. Erkek çocuk isteyip bu yükü çocukların cinsiyetlerini kadınların belirlediğini düşünüp erkekliğe toz kondurmayanlar. Bu geri kafalılık, bu tam bir cehalet...              İlk başta Servet'ten nefret ettim. Sırf babasının öldüğü gün doğdu diyerek, üstelik bir kız olduğu için kızının adını 'keder' koydu. İkincisi İsmail'den oda diğerleri gibi çocuk ayrımı yapıp eşine hak ettiği değeri vermediği için. Ama Salih Efendi'yi sevdim. Zor dönemlerden geçen her kadının arkasında durmasını istediği bir Salih Efendi olmalı.            Bir töre hikayesini anlatan hüzünlü bir hikâye. Hâlâ yaşanıyor olması sebebiyle okunmasını tavsiye ederim. Üzerinde yaşadığımız coğrafyanın değişmez kaderi... Okumaktan hiç vazgeçmemeniz dileğiyle
Pembe ve Yusuf
Pembe ve YusufCanan Tan · Doğan Kitap · 20146,8bin okunma
"Tanıştığın insanın gözlerine bakacaksın" der babam. "O gözlerde göreceğin ilk ışığın çekim derecesi, tanışıklığın orada kalmasını ya da gelişerek sürmesini sağlayan en iyi gösterge olacaktır."
393 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Canan Tan'ın ilk romanı Piraye ile geldim bugün. Adını verdiği babasının teyzesini, idolü olarak seçtiğinde ilk romanının adı zaten belirlenmişti kafasında.        Dili çok basit ve sade olduğu için çok kısa sürede bitireceğiniz sürükleyici bir roman.          Piraye özgürlüğü ve şiiri çok seven ailesine bağlı bir genç. Üniversite yıllarında tanıştığı Haşim'le kaderinin  bir yazıldığını bilemezdi. Okurken çok kızdım Piraye'ye ve Haşim'e. O kadar özgürlüğüne düşkün bir Istanbul kızının Diyarbakırlarda bir odada yaşayamayacağını kendi de biliyordu.  Haşim'in ailesine karşı direnmemesine çok kızdım. Piraye'nin denemek için evlenirken pişman olacağını bile bile inatla vazgeçmemesi. Piraye gerçekten beni çok şaşırttı. Okumuş, güçlü kendi ayaklarının üzerinde durmasına rağmen bu kadar körü körüne bağlanmayı anlayamıyorum.            Aslında kitapta geçen çoğu gerçeklik sadece betimlemelerde, hiçbir estekleyici davranış yoktu. Şiire tutkun ama sadece Arif ile mektuplaşıyor. Özgür, ama biriyle evlenip memleketini terk ediyor. Sırf erkek hasta muayene etti diye dayak yiyor, akşama yine kocasına dönüyor. Kaynanasına inat üzerine kuma getirdiği kocasıyla tatile gidip çocuk yapıyor ama çocuğu kocasından saklayıp ayrılmak istediğini söylüyor.
Piraye
PirayeCanan Tan · Doğan Kitap · 201644,8bin okunma
Reklam
14 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.