c
Cinayet Romanı
0 memberKonusunu okuduğumda bende aşırı merak uyandıran bir kitap olmuştu. Fakat aynı şeyi okurken pek yaşayabilmiş değilim. Kitapta olaylar 4 bölümde işleniyor ve 18. yüzyıl Fransa'sında geçiyor. Jean Baptiste Grenouille, ismindeki karakterimiz daha doğarken şanssız olarak doğmuş. Karakterimiz Grenouille, toplum tarafından dışlanmış, hiçbir duygusu
zindan
Kitap kapağı ve arka yazısı dikkatimi çektiği için aldığım, ilk defa okuduğum bir yazardı. Kitapta betimleme neredeyse hiç yok. Olaylar çok hızlı gelişiyor ve insanı aşırı sürüklüyor. Cinayet romanı sevenler için kesinlikle tavsiye ederim. Ani geçişleri vardı ama rahatsız edici değildi. Ayrıca bir süre uyurken ışıkları açık bırakacağım
"Aklından Bir Sayı Tut" kitabıyla başlamıştım bu seriye. Lise zamanlarımda sırayla, çok severek okudum hepsini tek tek. Birkaç yıldır da bu tarz romanlar okumuyordum, alanımın kitaplarına ve klasiklere yoğunlaşmışım fark etmeden. Kütüphaneyi dolaşırken bu kitabı görünce içimde şiddetli bir okuma arzusu uyandırdı; uzun bir süredir ziyaret etmediğim ve çok sevdiğim birini, bir yeri ziyaret edecekmiş gibi hissettim.
Bir cinayet romanı serisinin kitabı. Ben çok başarılı buluyorum yazarı bu konuda. Gerçekten sürükleyip götürüyor ve kurgusu da çok etkileyici bence. Film izliyor gibi hissediyor ve dedektif Gurney'e de okudukça hayranlık besliyorsunuz istemsizce. Bu kitabında da sakinliği ile meşhur bir kasabada, yıldırım çarpması sonucu öldüğü düşünülen ama ölümü sonrasında işlenen seri cinayetlerde parmak izlerine rastlanan ve arkasında karmaşık izler bırakan bir karakterin olayı çözülmeye çalışılıyor. Kişisel çıkarlar, tutku, para gibi olaylar da işin içine karışmış olunca katilin nihayette kim olduğunu anladığınızda da çok şaşırıyorsunuz ve her şey yerine oturmaya başlıyor, en azından bende öyle oldu. Kitabı okurken zihnim dedektifle birlikte çalışıyor ve ben çok keyif alıyorum o yüzden. Arada okumadığım bir kitabı kalmış bu serinin, onu da en kısa zamanda okumak istiyorum. İlginizi çekiyorsa beğenerek okuyacaksınızdır diye düşünüyorum.
Spoiler İçerir!
Kitap bir kurgu, bir roman gibi akıcı değil aksine tüm kitapta kurgusal olarak dönüp dolaşıp aynı şey anlatılıyor. Fakat içerdiği anlam çok derin, cinayeti işleyen kardeşler işlememek için ellerinden geleni yapıyor, engellemeleri için herkese söylüyor. Kimi insan herkes biliyor mutlaka birisi haber verir diyor, kimi işleyecek olsalar söylemezlerdi diyor, kimi ise o çok güçlü onu öldüremezler diyor. Sonuç, kendisi hariç bütün kasabanın öldürüleceğini bilmesine rağmen Santiago ölüyor.. Çok ders var çıkartılacak mesela bence belediye başkanının bıçakları alarak önlem aldığını sanması sonra tekrar harekete geçmeyi 2. Sıraya koyması. Annesinim Santiago zaten evde sanıp eve almaması, en sondaki Bayerdo ve kızın buluşması, bunun bir "namus" cinayeti olması falan filan. Dediğim gibi kitap sıkıcı ve kısa olmasına rağmen okuması çok zor ama okuyabilirseniz seveceksiniz.
Berlin’de mitoloji ile harmanlanmış bir cinayet öyküsü
Ahmet Ümit’ten mitoloji ile bir arada anlatılmış sürükleyici bir roman. Berlin’de geçiyor. Kitabın baş kahramanlarından Yıldız başkomiser bu şehirde doğmuş Alman vatandaşı ancak köklerine de bağlı gözüpek birisi. Bir Türk ailenin başına gelen, mitolojik izler taşıyan, içinde Neo Nazi şüphesi de barındıran bir cinayet zincirini çözmeye çalışıyor. Kitabın sonunda yolu çok sevdiğimiz sürpriz bir karakterle kesişiyor. Baştan sona sürükleyici ve yine muhteşem bir Ahmet Ümit polisiyesi…
·
Not rated
Agatha Klasiği
Kesinlikle ama kesinlikle cinayet romanı seven her bireyin okunması gereken bir eser. Bir gecede bitirdim. Bu kadar sürükleyici bu kadar kendini okutturan bir kitap daha önce okumamıştım. Spoiler vermemek adına detayına girmiyorum ama okuyun ve okutturun.
